canlı

canlı

sf. 1. Canı olan, diri, yaşayan: “Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı.” -N. Cumalı. 2. Hareketli, hayat dolu, dinamik: “Yeni ufuklar arıyor, insanlarla daha geniş, canlı ilişkiler kurmak istiyordum.” -A. Ağaoğlu. 3. Güçlü, etkili. 4. Dikkat çekici, göz alıcı, parlak (renk), ateş parçası. 5. a. Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan. 6. a. Canlı yayın. 7. zf. Hareketli, hayat dolu, dinamik bir biçimde: “Umut iyidir. İnsanı canlı ve güçlü tutar.” -A. Kutlu.


canlı

1. Çelik oyununda çeliği çelmeye hakkı olan (kimse). 2. Saklambaç oyununda kaleye ebeden önce gelen (kimse).


canlı

Güçlü, şişman, iri.


canlı İng. live
canlı Osm. zevilhayat

(botanik)


canlı Osm. zihayat

(biyoloji)


Canlı

İzmir ili, Bayındır ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Canlı

Samsun ili, Çarşamba ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


canlı için benzer kelimeler


canlı, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca, c harfi ile başlar, ı harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'c', 'a', 'n', 'l', 'ı', şeklindedir.
canlı kelimesinin tersten yazılışı ılnac diziliminde gösterilir.