düzen

düzen

a. 1. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem: “Bilhassa toprak ve silah meselelerinin bir düzene konmasını, hem de tezelden istediler.” -F. Otyam. 2. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. 3. Yerleştirme, tertip: “Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır.” -R. N. Güntekin. 4. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. 5. mec. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. 6. mec. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. 7. mec. Dolap, hile: “Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak.” -E. E. Talu. 8. müz. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. 9. top. b. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri: “Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var.” -N. Meriç. 10. hlk. Alet edevat takımı. 11. hlk. Bez dokuma tezgâhı.


düzen Fr. Appareil
düzen Fr. instrument
düzen

Ova, kır, düzlük yer


düzen

Alet edevat takımı.


düzen

Bez dokuma tezgâhı.


düzen

Ev bark.


düzen

1. Yüksek dağların tepelerindeki düzlükler. 2. Dağların az meyilli olan yüzeyleri. 3. İki tepe arasındaki düz yerler, vadi. 4.bk. düz (III).


düzen

Taştan duvar örülürken, düzgün olması için en üst sıraya konulan çok yassı taşlar.


düzen

1.bk. düzen takan-ı. 2. Ufak tefek öte beri. 3. Çeyiz. 4.bk. düzgün (I). 5. Elbise. 6. Giyiniş. 7. Süs.


düzen

Alış veriş.


düzen

Dalyanlarda kullanılan sırma tel.


düzen

Tahıl yeşerdikten sonra hafifçe sulama.


düzen

Küllü su.


düzen

Eşya, ev eşyası


düzen

Plan, tasarı


düzen

Geçim, uyuşma


düzen

Gelin elbisesi


düzen

1. Atölye. 2. Tezgâh.


düzen

Gelin giysisi.


düzen

Düzen, düzgünlük


düzen

Düzen, tertip, nizam; düzene binmek


düzen

< ET tüzün: düzen; tertip; nizam. || düzene binmek: yoluna girmek


düzen

Dalavere, oyun


düzen İng. order

Öğelerin, belirlenmiş kurallara göre yerleşim durumu. Sıra kavramının tersine, her düzen doğrusal olmak zorunda değildir.


düzen İng. disposition
düzen

bk. yerleşim


düzen İng. order

1. Bir çok öğenin, içinde her birinin belli bir yeri bulunan bir birlik kurmak üzere az ya da çok sağlam bir biçimde bir araya konuluşu. 2. Bir çokluğun bir ereğe, bir amaca göre sıraya konuluşu. 3. (Toplumsal alanda) Yurttaşların uyması gereken kurallar toplamı; yurttaşların bu kurallara uyması durumu. 4. (Siyasada) Toplumsal yaşama ilişkilerinin bir halkın özniteliğine uygun olarak hukuk temelleri üzerine kurulması.


düzen Alm. Ordnung

(Resim, Heykel, Mimarlık) 1. Sanat yapıtında öğelerin dengeli kompozisyonu. 2. Yunan mimarlığında Dor, İyon ve Korent tapınak üslûpları için kullanılan sözcük.


düzen

nizâm. ~ kuralı: nizâmî hüküm.


düzen İng. order

Bir özdeği ya da dizgeyi oluşturan atomlar, moleküller gibi altkümelerin belli koşullar altında, doğa yasalarına uygun olarak birbirlerine göre dizilişlerine verilen genel ad.


düzen İng. order

yapıcılık: 1. Bir yapının bölümlerinin uyumlu, düzgün bir bütün oluşturacak biçimde bağdaştırılması 2. Çıkıntılı kısımların, özellikle sütunlarla saçaklığın değişik yapı biçemlerini belirleyen yerleştirme biçimi.


düzen İng. order

Soru ya da sınarlardan oluşan bir gözlem aracında belli kural ya da nicelemelere göre elde edilen dizim.


düzen Osm. intizam

Yazılacak, söylenecek düşünlerin, aralarındaki ilişkilerin gerektirdiği biçimde sıraya konulması; bu sıralama sonunda sağlanan durum.


düzen

Peşkir dokuma tezgâhı. (*Gerze -Sinop)


düzen

1. Akort. 2. Tertip, nizam, intizam. 3. Tedbir. 4. Ev bark. Tıynet, yaradılış, 6. Takım


düzen için benzer kelimeler


düzen, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca, d harfi ile başlar, n harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'd', 'ü', 'z', 'e', 'n', şeklindedir.
düzen kelimesinin tersten yazılışı nezüd diziliminde gösterilir.