eğe

eğe

(I) a. anat. Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen uzun, yassı ve eğri kemiklerden her biri, kaburga.

II) a. Maden, tahta vb.nin pürüzlerini düzeltmek için kullanılan, üzeri pürtüklü, sert, ensiz, çelik araç: “Şimdi sen oradan kendine bir parça seç ve önce eğe ile düzeltmeye başla.” -E. Işınsu.


eğe Fr. Côte
eğe

Şaşma bildirir ünlem.


eğe

Büyük kardeş, ağabey.


eğe

Hey, ulan anlamında seslenme ünlemi: Ege, beni dinle.


eğe

Kadınların yalnız başlarını yıkamaları.


eğe

1.bk. eye (I). 2.bk. ede (I)-1.


eğe

Çakı, bıçak vb. eşyaların ağızlarını keskinletmek için kullanılan bir araç.


eğe

Kuka ipliğinden boncuk ve pul ile örülen oya.


eğe

Motor ve kayık içinde bulunan bölme tahtaları.


eğe

Kısmet, nasip, pay.


eğe

Sahip, koruyucu.


eğe

Kayığın kaburgasını teşkil eden ağaçlardan her biri


eğe, kaburga Osm. dıl'

(biyoloji, zooloji)


eğe

1. Kağnıda kanatları bağlayan tahtalar. (Yenikent *Aksaray -Niğde) 2. Kayığın iç iskeletini oluşturan ağaçlar. (Gençali *Senirkent -Isparta)


eğe İng. rib

(anlamdaş. kaburga): Çift ve kıvrık bir seri kemik ya da kısmen kıkırdaklı çubuklar olup sırt taraftan omurgaya, karın taraftan bir kısmı göğüs kemiğine hareket edebilecek biçimde eklemli bulunur.


eğe

Kazanda pişirilmiş kaburga yemeği.


eğe için benzer kelimeler


eğe, 3 karakter ile yazılır. Ayrıca, e harfi ile başlar, e harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'e', 'ğ', 'e', şeklindedir.
eğe kelimesinin tersten yazılışı eğe diziliminde gösterilir.