eğreti
sf. 1. Belirli bir süre sonra kaldırılacak olan, geçici, muvakkat: O gün için oraya eğreti olarak getirilmişe benziyordu. -A. İlhan. 2. İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış olan: Konuk kadının durgunluğu evdeki tedirginliktendi, iğne üstünde oturuyormuşçasına eğretiydi duruşu. -B. Günel. 3. Takma: Eğreti diş. Eğreti bacak. 4. Belli belirsiz. 5. Uyumsuz, yakışmamış. 6. zf. İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış bir biçimde: Ayakları karada ama eğreti duruyorlar rıhtım taşları üzerinde. -Z. Selimoğlu. 7. zf. Üstünkörü, ciddiye almadan: Her işi eğreti yapar oldun, her işi ucundan tutar oldun. -S. Ayverdi.
eğreti Fr. Accidentel
eğreti
Bir işin gelişigüzel yapılması.
eğreti
Eğrelti otu
eğreti
bk. eğretileme.
eğreti
Semerlerin ön ve arka kısımlarında bulunan yarım çember biçiminde şişkinlikler. (*Yalvaç -Isparta)
eğreti için benzer kelimeler
eğreti, 6 karakter ile yazılır. Ayrıca,
e harfi ile başlar, i harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'e', 'ğ', 'r', 'e', 't', 'i', şeklindedir.
eğreti kelimesinin tersten yazılışı iterğe diziliminde gösterilir.