haşlamak
(nsz) 1. Bir şeyi kaynar suya daldırmak: Ben makarnaları haşlarken o da evdeki kısıtlı malzemeyle kekikli domatesli bir sos hazırlamaya koyuldu. -E. Şafak. 2. (-i) Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek. 3. Suda kaynatarak pişirmek: Nine, yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı teyze. -H. E. Adıvar. 4. (-i) Kaynar sıvı bir şeyi yakmak: Kaynar su ayağımı haşladı. 5. (-i) Don, kırağı için bitkilere zarar vermek. 6. (-i) Dalamak: Böcek çocuğun bacağını haşlamış. 7. (-i) Sızı vermek, acı vermek: Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi. -P. Safa. 8. mec. Sertçe paylamak, azarlamak: Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar. -S. F. Abasıyanık.
haşlamak, 8 karakter ile yazılır. Ayrıca,
h harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'h', 'a', 'ş', 'l', 'a', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
haşlamak kelimesinin tersten yazılışı kamalşah diziliminde gösterilir.