örgü

örgü

a. 1. Örme işi veya biçimi. 2. Tığ, şiş veya özel makineyle ilmiklerin yan yana getirilmesiyle örülerek yapılmış şey: “İstediğiniz kadar tel örgü engelleri koyunuz.” -F. R. Atay. 3. Örülmüş saç bölüğü, belik: “Başı yemenili, saçları iki örgü, ayağı takunyalı sarışın bir köylü kızı bana sordu.” -R. H. Karay. 4. Dokumacılıkta atkı ve çözgü ipliklerinin, dokumayı oluşturacak biçimde belli bir desene göre kesişmesi. 5. İletişim, ulaşım vb.nin ülke yüzeyinde yayılmış biçimi, ağ. 6. Yapı: “Batı Avrupa medeniyeti bütün dış ve iç örgüleriyle bana ilk defa orada ayan olmuştu.” -Y. K. Karaosmanoğlu. 7. Her türlü eylem ve olaydan oluşan akış: “Yaşamın örgüsü içinde gereğinden bile çok çalışkanım.” -N. Meriç. 8. sf. Örülerek yapılan, örme: Örgü bir giysi. 9. anat. Bazı sinir veya damarların birbirine geçip dolaşmasından ortaya çıkan oluşum. 10. tiy. Konunun ana çizgisi, oyunun işlenişi veya çatısı.


örgü) Fr. Conjonctif, ive (tissu)
örgü

Tel örgü


örgü İng. lattice

Öğecik ya da özdeciklerin düzenli dizilişinden oluşan iki ya da üç boyutlu geometrik yapı.


örgü İng. lattice

1. Bir buzsul içinde özdeciklerin, öğeciklerin, üşerlerin titreşime başladıkları ortalama yerlemlerinin oluşturduğu düzenli ağ. 2. Çoktürel tepkileşmlikte bölünebilir ve bölünemez özdeklerin düzenli dizilmesiyle oluşan örnekçe.


örgü İng. structure

Oyun yapısını ortaya çıkaran doku.


örgü İng. lattice

Bir örütü oluşturan atom, yükün ya da moleküllerin üç boyutlu ve dönemli olarak dizilişi.


örgü İng. lattice

Dilemsel iki öğesinin en küçük üst sınırı ve en büyük alt sınırı var olan tikel sıralı küme.


örgü İng. strand
örgü

bk. sinirağı.


örgü İng. structure

1. Oyun dokusu, işlenişi, çatısı. 2. Konunun ana çizgisi. 3. Tulûata dayanan tiyatroda senaryo.


örgü

bk. örme 1.


örgü

bk. örme (III)


örgü için benzer kelimeler


örgü, 4 karakter ile yazılır. Ayrıca, ö harfi ile başlar, ü harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'ö', 'r', 'g', 'ü', şeklindedir.
örgü kelimesinin tersten yazılışı ügrö diziliminde gösterilir.