pençe

pençe Far. pence

a. 1. Yırtıcı hayvanların ön ayaklarının parmaklarıyla tırnakları: “Kuş, beni görünce korktu, pençesinde yılanla havalandı.” -M. Ş. Esendal. 2. Ayakkabının tabanındaki kösele. 3. mec. Etkisinden kurtulmak olanaksız, etkisi çok olan güç: “Bu vicdan azabının demirden pençesi yüreğini sıkmaya başlıyordu.” -Y. K. Karaosmanoğlu. 4. hlk. El: “Bir yumruğunu gırtlağıma dayadı, bir pençesiyle kalbimi kavradı.” -A. Gündüz.


pençe

Ağaçların, bitkilerin ince kökleri.


pençe

Olgunlaşmış çeltiklerin toplanıp bağlanmış bir tutamı, bağlam.


pençe İng. spring claw hook

Hareketli köprüye sahip gitarlarda bulunan; üzerinde bulunan kancalar yardımıyla bir tarafından köprü yaylarını tutan, diğer taraftan ise gövdeye iki uzun vida ile tutturulmuş ve bu vidalar yoluyla köprü konumunun ayarlanmasına olanak sağlayan metal nesne.


pençe Fr. griffe

(zooloji)


pençe

Sadrazamın, eyaletlerdeki vezirlerin, beylerbeyi ve sancakbeylerinin çıkardıkları resmî belgelere imza yerine koydukları im.


pençe İng. claw

Sağım pençesi.


pençe için benzer kelimeler


pençe, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca, p harfi ile başlar, e harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'p', 'e', 'n', 'ç', 'e', şeklindedir.
pençe kelimesinin tersten yazılışı eçnep diziliminde gösterilir.