son
sf. 1. Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı: Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu. -P. Safa. 2. En arkada bulunan: Son vagon. 3. Artık ondan ötesi veya başkası olmayan: Son atlıkarıncayı Kadırga meydanında birkaç yıl evvel görmüştüm. -H. A. Yücel. 4. a. Uç, sınır. 5. Olanca: Son kuvvetiyle: Ya Ali! diye bağırdı. -M. Ş. Esendal. 6. a. Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet: Kışın sonu. Bu yolun sonu. 7. a. mec. Ölüm. 8. a. anat. Döl eşi.
son Fr. Arrière-faix
son Fr. Délivre
son Fr. Secondine
son Fr. Placenta
son
1.Dövülmüş, samanı buğdayından ayrılmamış yığın. 2.Dövülmüş, içinin çıtırı açılmamış kendir lifi yığını.
son
Halıdan artmış yün ve bu yünden dokunan kilim.
son
< ET soñ: son. || soğn || soğunda || sounda || sun
son
Encam, son, bk. sonğ// baştan sona : bk. başdan ayaği
son İng. final
son İng. end
son Osm. meşîme
(biyoloji, zooloji)
son
bk. uç.
son İng. placenta
Etene.
son İng. Final
Karşılaşmanın sonucunu belirtecek son yarışma.
son için benzer kelimeler
son, 3 karakter ile yazılır. Ayrıca,
s harfi ile başlar, n harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
's', 'o', 'n', şeklindedir.
son kelimesinin tersten yazılışı nos diziliminde gösterilir.