toz
a. 1. Çok küçük ve hafif parçacıklara bölünmüş toprak: Köy yolları tozdan ve çamurdandır ama sevgi ve ızdırapla doludur. -M. Kaplan. 2. Çok küçük parçacıklara bölünmüş olan herhangi bir madde: Bak gene bir tutam saçak tütün kalmadı. Bana yalnız tozları kalıyor. -M. Ş. Esendal. 3. sf. Bu durumda olan: Toz boya. Toz biber.
toz Fr. Poudre
toz
Diz.
toz
Karşı : Tavşan avcıya toz geldi.
toz
< ET toz: toz
toz
< ET tüz: töz (yalnız 'gulah tozi' kulak tözü sözünde görülür.)
toz
Toz// toz duman: karmakarışık, toz dumana karışmış Artvin Yusufeli Uşhum köyü
toz İng. powder
Asalak öldürücü olarak kullanılan katı bitkisel ya da madensel maddelerin öğütülmüşü. (Ya etkilerine ya da yapılarına göre adlandırılırlar: Böcek tozu, kene tozu, solucan tozu, pelin tozu, eğrelti tozu gibi.)
toz İng. powder, dust
Katıların fiziksel etkilerle ufalanması sonucu oluşan, tane irilikleri yaklaşık bir mikron büyüklüğünde parçacıklar.
toz İng. dustsıfat) bk. tozlaşır.
toz İng. poudre
1. Hayvansal, bitkisel ve madensel kökenli maddelerden elde edilen, organik ve inorganik yapılı, kuru ve birbiriyle bağlantısı olmayan ilaç biçimi, powder, pudra, pulvis. 2. Genellikle tanelerin temizlenmeleri veya öğütülmeleri sırasında meydana gelen ince, pülverize durumdaki kuru parçacıklar.
toz
Yayın kabzası üzerine kaplanan kayın ağacı kabuğu ve kirişi.
toz için benzer kelimeler
toz, 3 karakter ile yazılır. Ayrıca,
t harfi ile başlar, z harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
't', 'o', 'z', şeklindedir.
toz kelimesinin tersten yazılışı zot diziliminde gösterilir.