belli
(I) sf. Beli olan: Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin? -N. Araz.
II) sf. 1. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum: Hâlimiz, vaktimiz sizce belli. -H. R. Gürpınar. 2. Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr: Bu azade insanlarda her türlü adiliklerden uzak bir efendilik olduğu ne kadar da bellidir. -A. H. Çelebi. 3. Belirli, muayyen: Bu oyun çok kısa, belli bir temsil süresi doldurmuyor. -A. Ağaoğlu.belli
İşaret, nişan
belli
Nişanlanırken tarafların birbirine verdiği çamaşır, kumaş, altın v.s.: Nişanda konan belli ne imiş?
belli
Elişi kâğıdı.
belli
Bu yana, beri.
belli
< ET belgülüg: belli
belli
Beri
belli
Malum, belli
belli
Düğenden geçirilmiş ekinin tanesi ile sapının ayrılması sırasında tane ile sap arasına çekilen ip. (Yenikent *Aksaray -Niğde)
Belli
Diyarbakır ili, Bismil ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Belli
Mardin ili, Kızıltepe ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
belli için benzer kelimeler
belli, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca,
b harfi ile başlar, i harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'b', 'e', 'l', 'l', 'i', şeklindedir.
belli kelimesinin tersten yazılışı illeb diziliminde gösterilir.