boğmak

boğmak, -ğı

(I) a. Boğum yeri.


boğmak, -ar

(II) (-i) 1. Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek: “Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı.” -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak. 3. Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek. 4. Renkler uygun düşmemek: Koyu yeşil renk odayı boğdu. Bu renk seni boğmuş. 5. mec. Silik bir duruma getirmek, bastırmak: “Galiba bunları dinlememek, duymamak için konuşuyorum; seslerini boğmak, bastırmak için durmamacasına gevezelik ediyorum.” -R. H. Karay. 6. (-e) mec. Tamamıyla kaplamak, sarmak: “Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu.” -M. Yesari. 7. (-i, -e) mec. Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak: “Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu.” -O. Kemal. 8. (-i, -e) mec. Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak: “Zaten durumun vahametini sezen müdürle hoca, işi gürültüye boğmak için Atatürk'e müfredat programına dair bir şeyler anlatmaya başladılar.” -H. Taner. 9. mec. Gelişmesine engel olmak. 10. (nsz) mec. Bunaltmak: “Daha sıcak basmamıştı; güneş henüz yakmıyor, hava daha boğmuyordu.” -R. H. Karay.


boğmak

Sağnak, şiddetli yağmur.


boğmak

Torba, kese, çuval gibi şeylerin ağzını bağlamak.


boğmak

1. Düğüm, boğum. 2. Hayvanların boyunlarına takılan halka. 3. Gerdanlık. 4. Boğum, kas, iki tarafı boğulmuş küçük bir parça. 5. Parmak boğumu.


boğmak

Ağaç kütüklerini enine parçalamak.


boğmak

Boğum


boğmak

Boğmak, boğarak öldürmek


boğmak, (boğmağ)

Gerdanlık, kolye.


boğmak için benzer kelimeler


boğmak, 6 karakter ile yazılır. Ayrıca, b harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'b', 'o', 'ğ', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
boğmak kelimesinin tersten yazılışı kamğob diziliminde gösterilir.