boru
a. 1. Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir: Soba borusu kazanın içinden geçerdi. -N. Cumalı. 2. Borazan: Ankara'da ilk sabah boru sesinden uyandım. -R. E. Ünaydın.
boru Fr. Tube
boru Fr. Trompe
boru
Söğütten çıkarılan düdük.
boru
Kurt.
boru
Kadınların saçlarına taktıkları zincir.
boru
Yaprak aşısı.
boru İng. pipe
boru İng. pipe
çeşitli akışkanların taşınmasında kullanılan, silindir biçimli, içi boş gereç.
boru İng. tube
Kullanım yerine göre çapı değişebilen genellikle camdan yapılmış içinde üşekler bulunan, havası alınmış ya da amaca uygun uçunlarla doldurulmuş yuvak biçimli kapalı gereç. Temel parçacıkları algılayan Geiger borulanndan televizyon görüntü borusuna ve eksicik borularına değin değişik kullanım yerleri vardır.
boru İng. pipe
boru (I)
boru İng. tube
boru (II)
boru İng. pipe; tube
1. Çelik dökme işleminden doğan ince uzun boşlukların, haddeleme sırasında, parçanın içinde kalıp oluşturdukları yapı kusuru. 2. İçi delik silindir.
boru Osm. nefir
(biyoloji)
boru Osm. nefir
(biyoloji)
Boru Fr. Vaisseau
boru için benzer kelimeler
boru, 4 karakter ile yazılır. Ayrıca,
b harfi ile başlar, u harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'b', 'o', 'r', 'u', şeklindedir.
boru kelimesinin tersten yazılışı urob diziliminde gösterilir.