çekirdek
a. 1. Etli meyvelerin içinde bir veya birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum: Kayısı çekirdeği. Zeytin çekirdeği. Karpuz çekirdeği. 2. Yenmek için satılan ayçiçeği tohumu. 3. Ağaçlarda soyulmayan bölüm. 4. biy. Bir hücrenin merkezini oluşturan cisimcik: İnsan kanındaki alyuvarlar, çekirdeği olmayan hücrelerdir. 5. fiz. Atom çekirdeği. 6. esk. Kuyumculukta kullanılan ve 5 cgr'a eşit olan ağırlık ölçüsü. 7. sf. mec. Bir şeyin temelini oluşturan: Çekirdek kadro.
çekirdek İng. nucleus
Ökaryot hücrelerde bir ya da daha fazla sayıda bulunan, kalıtım materyali olan DNA ile çeşitli organik ve inorganik maddeler kapsayan, çift zarla çevrelenerek sitoplâzmadan ayrılmış olan hücre organeli. Nükleus.
çekirdek
bk. ayçiçeği
çekirdek İng. core
Ortasmdan geçen okuma/ yazma telinden belli bir yönde akım geçirildiğinde belli bir yönde mıknatıslanan ve bu durumunu, telden ters yönde bir akım geçirilmedikçe koruyan, olabildiğince küçük boyutlarda, halka biçiminde, bilgisayar ana belleği olarak kullanılan çekirdek belleği oluşturan mıknatıslı öğe.
çekirdek İng. nucleus
çekirdek İng. noyau
çekirdek İng. kernel
çekirdek İng. nucleus
Dirilbilimsel gözenin ortasında, özellikle kalıtımı yöneten nesnecik.
çekirdek İng. nucleus
Bir öğeciğin tüm kütlesinin, tüm artı yükünün toplandığı eksicik kabuğu altındaki yaklaşık 10-13 cm. boyutlu parçacık.
çekirdek İng. nucleus
Atom kütlesinin çoğunu sağlayan, bir ya da birden çok artı yüklü proton ile hidrojen öğesi dışında bir ya da birden çok yüksüz nötrondan oluşan özdek kümesi.
çekirdek İng. kernel
çekirdek
bk. sıfır uzay.
çekirdek İng. nucleus
Çekirdeklenme sonucu doğan dengeli atomlar topluluğunun her biri.
çekirdek İng. nucleus
Proton ve nötronlardan oluşan, pozitif yüklü olan ve atomun hemen hemen tüm kütlesini oluşturan merkez kısmı.
çekirdek.. Fr. nucléaire
(kimya)
çekirdek Osm. nüve
(biyoloji, botanik, kimya, coğrafya, tarım)
çekirdek İng. nucleus, pith
1. Ökaryotlarda bir veya daha fazla bulunan, kalıtım materyali olan DNAyla çeşitli organik ve inorganik maddeler kapsayan, çift zarla çevrelenerek stoplazmadan ayrılmış olan hücre organeli, nükleus. 2. Halatlarda etrafına damarların, damarlarda ise damar tellerinin sarıldığı göbek kısmı, öz.
çekirdek İng. nucleus
1. kimya: Bir öğeciğin ortasında ılıncık ve önelcikten oluşan parça. 2. fizik: Isıya karşı dayanıklı, oksitlenmeye dirençli olan, genellikle tepkimeler sırasında topluca değişen kimi çevrimsel yapılara verilen ad. 3. metalbilim: Çekirdeklenme sonucu doğan dengeli öğecikler topluluğunun her biri. 4. nükleer: Öğeciğin çekim kuvvetinin etkisiyle çevresinde eksicikler dolaşan orta bölümü.
çekirdek Lat. nucleus
Hücrenin metabolizma fazında sitoplazmadan çift çekirdek zarı aracılığıyla ayrılan, DNA ile çeşitli organik ve inorganik maddeleri içeren hücre bölümü, nükleus.
çekirdek İng. Kernel
(karşılık: nukleus): Sitoplâzmada bulunan ve çoğunluk bir tane olan yuvarlak ya da yuvarlakça bir yapı olup anabolizm, büyüme, çoğalma ve karakterlerin kalıtımında rol oynayan ana bölgeyi yapar. Sitopiâzmadan iyi meydana gelmiş bir çekirdek zarı ile ayrılır.
çekirdek
Eskiden kuyumculukta kullanılan ve beş santiğrama karşılık olan ağırlık ölçüsü
çekîrdek
bk. çekerdek
Çekirdek Osm. Nüve
çekirdek için benzer kelimeler
çekirdek, 8 karakter ile yazılır. Ayrıca,
ç harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'ç', 'e', 'k', 'i', 'r', 'd', 'e', 'k', şeklindedir.
çekirdek kelimesinin tersten yazılışı kedrikeç diziliminde gösterilir.