dolaşık
sf. 1. Karışık (saç, ip vb.): Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var -Karacaoğlan. 2. Dolaşarak giden (yol): Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş. -A. Haşim. 3. mec. Kolay çözülmeyecek veya içinden çıkılmayacak derecede karışık: Birtakım dolaşık işleri yüzünden istifasını verip çekildi. -Y. K. Karaosmanoğlu. 4. mec. Amacını doğrudan doğruya değil de dolayısıyla sezdiren: Dolaşık ve tutuk bir dille, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz cümleler mırıldanmaya başladı. -P. Safa.
dolaşık Fr. Entortillé
dolaşık
1. Düzensiz, beceriksiz (kimse). 2. Kirli, pis iş ya da kimse.
dolaşık
Kendirin demet yapılamayan kalıntısı.
dolaşık
Dolaşmış
dolaşık için benzer kelimeler
dolaşık, 7 karakter ile yazılır. Ayrıca,
d harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'd', 'o', 'l', 'a', 'ş', 'ı', 'k', şeklindedir.
dolaşık kelimesinin tersten yazılışı kışalod diziliminde gösterilir.