doldurmak
(-i) 1. Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek: Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu. -A. Ağaoğlu. 2. Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek. 3. (nsz) Ateşli silahların içine mermi sürmek: İki tabanca getirdiler, takır takır doldurdular. -F. R. Atay. 4. (nsz) Bildirge, çizelge, fiş vb. basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamak: Osmanlı tabiiyetini haiz Müslim diye, yol tezkeresi doldururlardı. -Ö. Seyfettin. 5. Yaşını, yılını bitirmek: Yirmi yaşını dolduralı bir iki seneden fazla olmamıştı. -O. V. Kanık. 6. Ses, koku yayılıp kaplamak: Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu. -S. F. Abasıyanık. 7. Belirli bir süreyi kaplamak, almak: Balıkçılara yardım etmek bütün zamanını doldurmayınca kentin içerilerine, gecekondu mahallelerine gitti. -A. Kutlu. 8. (-le) mec. Canlılık kazandırmak: Evi sade sesiyle değil, vücudu ile de doldurdu. -H. Taner. 9. mec. Birini, başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmek: Ah, biliyorum, biliyorum seni o gece doldurdular. -Y. K. Karaosmanoğlu.
doldurmak
Yalan sözler, dedikodu ile bir kimseyi bir başkası aleyhine kışkırtmak.
doldurmak
< ET tolmak: doldurmak. || doldermek
doldurmak
bk. damga doldurmak.
doldurmak İng. fill
doldurmak İng. pad
doldurmak (I)
Dolgunlaştırmak, olgunlaştırmak
doldurmak (II)
(Yayın kirişini) sonuna kadar çekmek
doldurmak için benzer kelimeler
doldurmak, 9 karakter ile yazılır. Ayrıca,
d harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'd', 'o', 'l', 'd', 'u', 'r', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
doldurmak kelimesinin tersten yazılışı kamrudlod diziliminde gösterilir.