gözlem
a. 1. Bir nesnenin, olayın veya bir gerçeğin, niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve planlı olarak ele alınıp incelenmesi, müşahede: Onun romanları düş gücüne değil, gözlem gücüne dayanır. -S. Birsel. 2. İnceleme sonucu elde edilen değer, müşahede. 3. gök b. Bir gök cismini, bir gök olayını çıplak gözle veya bir araç yardımıyla izleyerek görülen değerleri tespit etme işlemi, rasat: Gök bilimci gözlemle, kimya bilgini ise deneyle gerçeğe varmaya çalışır. 4. ed. Bir yazı veya eseri yazmaya başlamadan önce konusuyla ilgili gerekli bilgi, deney, inceleme ve araştırma yapma işi. 5. fel. Çeşitli araç ve gereçlerin yardımıyla olayların sebeplerini bilmek için uygulanan bilimsel yöntem.
gözlem İng. observation
1. Bir olayı, bir gerçeği ya da bir nesneyi iyi anlamak için bu olay, gerçek ya da nesnenin türlü belirti ve koşullarını izleme ve inceleme işi. 2. İzleme ve inceleme sonucu elde edilen ölçü, puan ya da derece biçimindeki değerlere verilen ad. 3. Bir kimsenin ya da bir kümenin etkinliğini belli bir süre gözlemek ve bu süre içinde ortaya çıkan davranışları bir yere yazmak işlemi.
gözlem İng. observation
Bir nesne ya da bir olayın, niteliklerini bilmek amacı ile, dikkatli ve planlı olarak ele alınıp incelenmesi. // Gözlem bütün deney bilimlerinin başlıca dayanağıdır, ama eleştirilmeden geçerli olamaz; çünkü en kesin gözlem bile a. eksiksiz yapılamaz; b. varsayımlara dayanır.
gözlem İng. observation
Bir gökcismini ya da olayını çıplak gözle ya da bir araçla izleyerek görülen değerleri saptama işlemi.
gözlem İng. observation
Bir olayın veya olgunun niteliklerini açıklamak amacıyla, her türlü belirtinin planlı bir biçimde izlenmesi.
gözlem İng. observation
Doğa olaylarının işleyiş yasalarını bulmak amacıyla yapılan bilimsel araştırmaların ilk basamağı; olayların oluşum ve yürüyüşünü kimi gereçler yardımıyla izleme ve izlenimleri saptama.
gözlem İng. observation
1.Olayların bilimsel olarak incelenmesindeki ilk basamak. 2.Olayların oluşum ve gelişimini gözle ya da bir cihazla izleme ve izlenimleri kayıt etme.
gözlem, gözleme Osm. rasad, müşâhede
(fizik)
gözlem İng. observation
Belirli bir konu ya da gerçeği anlamak için onun kendiliğinden ortaya çıkan türlü belirtilerini izleme ve görgül olarak veri toplama işi.
gözlem İng. observation
gökbilim: Bir gökcisim ya da olayını çıplak gözle, kimi araçlarla izleyerek görülen değerleri saptama işi.
gözlem İng. observation
Olayların, belirlenen sırada, düzenli, amaçlı olarak incelenmesi.
gözlem İng. observation
Kendiliğinden oluşan ya da koşulları bilinçli olarak oluşturulan olayları belirdikleri sırada dizgeli ve amaçlı bir biçimde inceleme.
gözlem Osm. müşahade
Bir yazı ya da yapıtı, yazmaya başlamadan önce konusuyla ilgili gerekli bilgi, deney, inceleme ve araştırma yapma işi. Bu, gerçekçi yazının roman, öykü vb. yapıtlarında sanat yönünden çok önemli saydığı bir eylemdir. Olayların, kişilerin gözle görülmesi yeterli sayılmaz. Gözlemin tam olabilmesi için olayın başlangıcıyla olayı gerektiren koşulları ve bu koşullar altında nasıl geliştiğini, varılan sonucu inceleyerek saptamak gerekmektedir.
Gözlem Köken: T.
Cinsiyet: Kız 1. Bir nesnenin, olayın veya bir gerçeğin, niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve plânlı olarak ele alınıp incelenmesi, müşahede. 2. İnceleme sonucu elde edilen değer, müşahede. 3. Çeşitli araç ve gereçlerin yardımıyla olayların sebeplerini bilmek
gözlem için benzer kelimeler
gözlem, 6 karakter ile yazılır. Ayrıca,
g harfi ile başlar, m harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'g', 'ö', 'z', 'l', 'e', 'm', şeklindedir.
gözlem kelimesinin tersten yazılışı melzög diziliminde gösterilir.