hava

hava Ar. hev¥

a. 1. Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı. 2. Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü: “Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu.” -M. Ş. Esendal. 3. Canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu: “Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın.” -R. N. Güntekin. 4. Gökyüzü: Havada bir tek bulut yok. 5. Çevreyi kuşatan boşluk: Tozlar havada uçuşuyordu. 6. Esinti: Bugün hava olursa yelkenli kalkacak. 7. Müzik parçalarında tür: “Kâğıthane havası tutturur, bahriye çiftetellisi çalardık.” -S. F. Abasıyanık. 8. Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi. 9. sf. mec. Sonuçsuz, anlamsız, boş (durum, davranış, söz): Bu sözlerin sonu hava. 10. mec. Görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik: “Buna rağmen öyle kibar ve asil havası vardır ki bu damga bile onu çirkinleştiremez, inadına daha bir uçarı, daha bir sevimli yapar.” -H. Taner. 11. mec. Tarz, üslup: “Namık Kemal'e, Tevfik Fikret'e başarılı nazireler yazmıştır. Onların diliyle, onların sesiyle, onların havasıyla...” -Y. Z. Ortaç. 12. mec. Durum, ortam, çevre, muhit, atmosfer, ambiyans: “İlk deneme dalış günü gelince, denizcilerde büyük bir coşkunluk, bir tören havası vardı.” -Halikarnas Balıkçısı. 13. mec. Çekicilik, albeni, alım, cazibe: Kadın güzel değil ama havası var. 14. mec. Keyif, âlem: Onu kendi havasına bıraksak çalışmaz.

< Ar. havâ) hava, türkü


hava

Havaya


hava

Müzik, melodi


hava

Hava // hava almak: teneffüs etmek


hava İng. air

Yeryuvarını saran uçun ve uçuk katmanın oluşturduğu akışkan ortam.


hava İng. weather

1 ) Yer'i saran gaz kitlesi. 2) Gökyüzünün genel görünüşü (açık hava, iyi hava, durgun hava gibi.)


hava İng. atmosphere

Dramatik durumun tinsel iklimini ortaya çıkaran öğe. Bu, kişiler, konuşmalar, dekor, giysi, donatımlıklar, sahne eşyaları, ışıklama, müzik ve benzeri öğelerin yardımıyla elde edilir.


hava İng. air

Oylumca % 78 azot, % 21 oksijen, % 0.94 soy gazlarla karbon dioksit vb. gazlardan oluşmuş, yeryuvarı çevreleyen ve içinde canlıların yaşayabileceği gaz karışımı.


hava İng. air

Koruyucu atmosfer kullanılmayan ve yüzeysel kabuklanmanın önemli olmadığı anlarda, doğal fırın atmosferi olarak kullanılan ortam.


hava Fr. air

(coğrafya, kimya)


hava İng. atmosphere

Sinema/TV. Belirli bir çevreye, başka çevrelerden ayrı, değişik bir özellik sağlayan öğelerin oluşturduğu bütün.


hava İng. atmosphere

Dramatik durumu, karakterler, konuşma, dekor, giyim-kuşam, ışık, müzik aracılığıyla bir oyunun özelliğini, tinsel iklimini ortaya çıkaran öğe.


hava

1. Türkü ezgisi. 2. Bölgelerin özel ezgisi ile söylenen türkü (Eğin havası, Urfa havası., gibi).


Hava Köken: Ar.

Cinsiyet: Kız Gökyüzü.


hava için benzer kelimeler


hava, 4 karakter ile yazılır. Ayrıca, h harfi ile başlar, a harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'h', 'a', 'v', 'a', şeklindedir.
hava kelimesinin tersten yazılışı avah diziliminde gösterilir.