küçük
a. 1. mec. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. 2. Küçük abdest. 3. sf. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı: Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı. -A. Kutlu. 4. sf. Yaşı daha az olan: Zaten galiba en küçük oğlun ölümcül bir hastalığı olduğuna hiçbirimiz inanmak istemiyorduk. -A. Ağaoğlu. 5. sf. Niceliği az olan: Kimseden en küçük bir alaka görmüyordum. -S. F. Abasıyanık. 6. sf. Niteliği aşağı olan, bayağı: Küçük adam. 7. sf. Geri aşamada: Küçük bir memur. 8. sf. Değersiz, önemsiz: Bu iyi temiz, sıhhatli, küçük insanların uykusu bambaşka bir şey. -S. F. Abasıyanık. 9. sf. Kısık, parlak olmayan (ses): Küçük, tatlı bir sesle kovboy şarkıları söyledi. -R. H. Karay.
küçük Fr. Petit
küçük
Köpek yavrusu.
küçük
Bir çeşit zehir.
küçük İng. minor
Küçük Osm. Sagir
küçük için benzer kelimeler
küçük, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca,
k harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'k', 'ü', 'ç', 'ü', 'k', şeklindedir.
küçük kelimesinin tersten yazılışı küçük diziliminde gösterilir.