kule

kule Ar. ®ulle

a. 1. Çoğunlukla kare veya silindir biçimindeki yüksek yapı: “Şu muazzam kule bir mühendisin hayaliydi.” -O. S. Orhon. 2. esk. Cihannüma.


kule

Vücudu koyu sarı, kuyruğu ve yelesi siyah olan at.


kule

Tandırdaki ateşin yanmasını sağlayan hava deliği.


kule

Bağ evi.


kule

Türk cambazının becerilerinden biri : İpin üzerine bir sacayağı, onun üstüne fıçı, fıçının üstüne tahta, tahtanın üstüne iskemle koyup oturma numarası.


kule İng. tower

(Mimarlık) Çapı küçük bir temel üzerine oturan, çoğu silindir biçiminde yüksek yapılar. a. bk. külâh, minare, gözcü kulesi.


kule İng. aerial (A8D: antenna) tower, television tower, tower

TV. Verici dalgalığın elden geldiğince geniş bir alana yayında bulunabilmesini sağlamak amacıyla özel yapıda, çelik ya da betondan çok yüksek kule.


kûle

İki üç yaşında dişi tay, kısrak


kûle

1.bk.kula (I)-3. 2.bk.kulan.


kule için benzer kelimeler


kule, 4 karakter ile yazılır. Ayrıca, k harfi ile başlar, e harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'k', 'u', 'l', 'e', şeklindedir.
kule kelimesinin tersten yazılışı eluk diziliminde gösterilir.