kundak

kundak, -ğı

(I) a. 1. Yeni doğmuş çocuğu ilk aylarda sıkıca sarıp sarmalamaya yarayan geniş bez: “Kendisine uzattıkları ince ve beyaz bir kundağa sarılmış kızına baktı.” -Ö. Seyfettin. 2. Bu bezle sarılmış bebek: “Dikmen Yıldızı kundağı kucaklayarak ağır, sarsıntılı adımlarla savcının arkasından yürüdü.” -A. Gündüz. 3. Saçları yemeninin içine alıp bağlama: Baş kundağı. 4. Korunmak için sıkı sıkıya sarılmış şey: Dutların tomurcukları büyümüş, yaprakları burunlarını kundaklarından çıkarmışlardı.


kundak, -ğı Rum.

(II) a. 1. Yangın çıkarmak için bir yere konulan tutuşmuş yağlı bez parçası vb: “Ben şamdanımla evveli kapının önüne yığılan şeyleri, sonra cibinliği, perdeleri, bütün duvarları çeviren kundakları tutuşturacağım.” -H. Z. Uşaklıgil. 2. Tüfek gibi bazı ateşli silahlarda bunları çeşitli yönlere çevirmeye yarayan, namlunun altında bulunan ağaç veya metal bölüm: “Amcası Mustafa geldi eve, ona bir kundağı sedefli tüfek getirdi.” -Y. Kemal. 3. Arabalarda dingil yatağı. 4. mec. Ara bozma, fitne, fesat.


kundak Fr. Maillot
kundak

1. Arabalarda dingil yatağı. 2. Tüfeğin namlu yatağı.


kundak

Mısır koçanı.


kundak

Kedi yavrusu.


kundak

1. Üzüm salkımı. 2. Demet.


kundak

Çember.


kundak

Yağda kavrulmuş soğan ve bulgurla yapılan dolma.


kundak

Tay.


kundak

Dipçik

I) [kundan]: Dingil üzerindeki tahta. (Ortayazı *Senirkent, Aşağıdinek *Şarkikaraağaç -Isparta; *Aksaray *Bor -Niğde) [kundan] : (*Senirkent -Isparta)

II) Mısır koçanı. (Çarıksaray *Şarkikaraağaç, *Yalvaç -Isparta)


kundak için benzer kelimeler


kundak, 6 karakter ile yazılır. Ayrıca, k harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'k', 'u', 'n', 'd', 'a', 'k', şeklindedir.
kundak kelimesinin tersten yazılışı kadnuk diziliminde gösterilir.