kuşak

kuşak, -ğı

a. 1. Bele sarılan uzun ve enli kumaş: “Emin olmak için kuşağından bir ayna çıkarıp camı bile çizdi.” -İ. O. Anar. 2. Sağlamlığını artırmak için bir şeyin çevresine geçirilen ağaçtan veya metalden bağ. 3. gök b. Yeryüzünde veya herhangi bir gök cisminde belli şartları sağlayan bölge: İklim kuşakları. Zaman kuşakları. 4. coğ. Yeryüzünün kutuplar, kutup daireleri ve dönencelerle belirlenen beş bölümünden her biri, küre kuşağı: Isı kuşak. 5. fel. Yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğu: “Daha çok yeni kuşak şairlerin ürünlerine yer veriyoruz.” -A. Ümit. 6. mat. Bir küre yüzeyi, paralel iki düzlemle kesildiğinde iki kesitin arasında kalan bölüm. 7. sin. ve TV Henüz birleştirilmemiş ses ve görüntü taşıyan filmler. 8. TV Televizyonda programlar için ayrılmış özel zaman dilimi: Çizgi film kuşağı. 9. top. b. Yaklaşık yirmi beş, otuz yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği, göbek, nesil, batın, jenerasyon: “Bugünkü kuşak benim kuşağımın bir hikâyesini dinlemelidir.” -F. R. Atay.


kuşak Fr. Ceinture
kuşak Fr. Arcade
kuşak

1. Tahta kapıların arkalarına yatay çakılan tahta parçası. 2. Evin sağlam olmasını sağlamak için, pencere başlarından geçen, evi çevreleyen ağaçlar: Bizim evin kuşakları var. 3. Kayığın kenarını çevreleyen tahta.


kuşak

Çevre, yer.


kuşak

Kapıyı oluşturan tahtaları birbirine bağlamak için arkasına yatay çakılan sağlam ağaç.


kuşak İng. band
kuşak İng. belt
kuşak İng. generation
kuşak Osm. nesil, tenasül
kuşak İng. generation

(Lat. generatio < generare = doğurmak) : 1. (Genellikle) Aşağı yukarı aynı yıllarda doğmuş olup aynı çağın koşullarını, dolayısıyle birbirine benzer sıkıntıları, yazgıları yaşamış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğu. 2. (Tarih felsefesinde ve kültür tarihinde) Yeni bir anlayışta yeni bir yaşama duygusunda, yeni biçimlerde birleşen, eskiden belirgin çizgilerle ayrılan kişilerin topluluğu.


kuşak İng. band

Bir izgenin iki sıklık değeri arasında kalan ışınım bölgesi.


kuşak İng. Zone

Yeryüzünde ya da herhangi bir gökcisminde belli koşulları sağlayan bölge. Zaman kuşakları, iklim kuşakları vb.


kuşak

Aba güreşinde bele bağlanan ve ancak buradan tutulması gereken yün kuşak.


kuşak

nesil.


kuşak İng. zone, zone of a sphere

Bir toparı kesen iki koşut düzlemin topar üzerinde belirlediği topar parçası, Anlamdaş. toparsal kuşak.


kuşak Osm. nesil

(biyoloji)


kuşak Osm. mıntaka

(coğrafya)


kuşak İng. track, strip, band

Sinema 1. Boş film yapımında kullanılan, üzeri duyarkatla örtülü, çok geniş bir tabandan film boylarına göre istenilen ende kesilmiş parçalardan her biri. 2. Bir filmin, boşfilmden dolu filme kadarki bütün çeşitlerini anlatır genel terim. 3. Henüz birleştirilmemiş ses ve görüntü taşıyan filmler. 4. (Kötü anlamda) Dikkate değer hiç bir özellik taşımayan, sıradan sinema yapıtı.


kuşak İng. band (of frequency), frequency band, wave band, television band, range of frequency

TV. Televizyon yayınlarına ayrılan metrik ve desimetrik çok kısa elektromıknatıs dalga uzunluklarını kapsayan dalgaların bölündükleri yinelenim aralıkları.


kuşak İng. generation

Yaklaşık olarak 25-30 yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği. bk. eski kuşak, yeni kuşak, yaş kümesi.


kuşak Dgr. absaat

bkz.döl


kuşak Dgr. absaat

döl


kuşak İng. zone

Kristalin üzerindeki bir kenara koşut bütün yüzeylerin tümü.


kuşak

Düveni oluşturan iki tahtayı birbirine bağlayan ön ve arka ağaçlar. (Akçaşar *Yalvaç -Isparta; Meyvebükü *Güdül, Yurtbeyi *Çankaya -Ankara; Beyağıl *Ulukışla -Niğde)


Kuşak

Erzincan ili, Dutluca bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Kuşak Alm. Zange

(Çiftkuşak)


Kuşak Alm. Moise

kuşak için benzer kelimeler


kuşak, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca, k harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'k', 'u', 'ş', 'a', 'k', şeklindedir.
kuşak kelimesinin tersten yazılışı kaşuk diziliminde gösterilir.