kuvvet

kuvvet Ar. ®uvvet

a. 1. Fiziksel güç, takat: “Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok.” -Y. Z. Ortaç. 2. Şiddet, zor, cebir: Kuvvet kullanmak. 3. Yetke, erk, nüfuz. 4. Dayanıklı olma durumu. 5. mec. Güç: “Hâlbuki devlet kuvvetlerinin yerini hangi şahsi kuvvet tutabilirdi?” -F. R. Atay. 6. ask. Bir ülkenin savaşçı silahlı kuruluşları veya gücü: “Nasıl ki düşmanın da her gün ümidi ve kuvveti eksilecektir.” -R. E. Ünaydın. 7. fiz. Durgunluğu harekete veya hareketi durgun bir duruma çeviren etken, direnci kıran veya direnç doğuran özellik. 8. mat. Bir niceliğin kendisi ile çarpılarak yükseltildiği derecelerden her biri: 2x2x2=23 denkleminde, 3 sayısı 2'nin kuvvetini gösterir.


kuvvet

Ortaklaşa yapılan çifçilikte tarla sahibinin çiftçiye verdiği borç para : Ahmet ağasından 200 lira kuvvet almış.


kuvvet İng. force

Bir cismin durgunluk ya da devinim durumunu değiştirebilen yönleçsel nitelikli etki. anlamdaş gürelik.


kuvvet Fr. force

(matematik, fizik)


kuvvet İng. force

Sinema/TV. Bir cismin durma ya da devinim durumunu değiştiren dış etken. (SI birimi newton'dur).


kuvvet için benzer kelimeler


kuvvet, 6 karakter ile yazılır. Ayrıca, k harfi ile başlar, t harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'k', 'u', 'v', 'v', 'e', 't', şeklindedir.
kuvvet kelimesinin tersten yazılışı tevvuk diziliminde gösterilir.