ölçü

ölçü

a. 1. Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan. 2. Bu değerlendirmede kullanılan birim, ölçme birimi: “Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür.” -R. E. Ünaydın. 3. Ölçme sonucu bulunan rakam: Odanın ölçüsü. 4. Belirlenmiş boyut: Elbise ölçüsü. Bel ölçüsü. 5. Ölçüt. 6. mec. Değer, itibar: “Şimdiki ölçülere uymaz bir biçimi vardı.” -Y. Z. Ortaç. 7. mec. Aşırı olmama, ılımlı, uygun olma durumu: Hiçbir şeyde ölçüyü aşmamalı. 8. ed. Bir şiirdeki dizelerin hece ve durak bakımından denk oluşu, vezin. 9. müz. Bir ezginin eşit bölümlere ayrılışı.


ölçü İng. size
ölçü İng. gauge

Basınç, sıcaklık, akışkan düzeyi, aralık gibi nicelikler ölçen özel aygıt.


ölçü İng. measurement, measuring

Ölçmeyle belirlenen uzam, çokluk, genişlik.


ölçü Osm. mesâha

(matematik, fizik)


ölçü Fr. Mésure

1. Bir dizedeki hece sayısı, ki bölünüşlerine göre çeşitli tartılar meydana gelir. 2. Tartı anlamına da kullanılır.


ölçü Osm. vezin

1. Koşuklarda dizelerin hece ve durak bakımından denk oluşu. 2. (h.y.) Bir koşuktaki dizelerin, hece sayısı ya da durak denkliği bakımından eşitliği.


ölçü

endaze


ölçü için benzer kelimeler


ölçü, 4 karakter ile yazılır. Ayrıca, ö harfi ile başlar, ü harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'ö', 'l', 'ç', 'ü', şeklindedir.
ölçü kelimesinin tersten yazılışı üçlö diziliminde gösterilir.