alışmak
(-e) 1. Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek: Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım. -E. İ. Benice. 2. Yadırgamaz duruma gelmek: Dar ve alıştığımız çerçeve içinden çıkmak bizi şaşırtacağı için onu istemeyiz. -A. H. Çelebi. 3. Uyar duruma gelmek, intibak etmek: Bu mesleğe alışmış gibi görünüyor. -N. Araz. 4. Sürekli ister olmak, bağımlılık kazanmak: Tütüne alışmak. İlaca alıştı. 5. Bağlanmak, ısınmak: Birdenbire ona alıştığını hissediyor ve bu işe ayrıca şaşıyordu. -A. H. Tanpınar. 6. Evcilleşmek, ehlîleşmek. 7. (nsz) Tutuşmak, yanmaya başlamak.
alışmak
1. Tutuşmak, yanmaya başlamak: Soba alışadursun, gel iki lâf edelim. 2. Ağaç veya demir, yontuk yerlerinde birbirine uygun gelmek, intibak etmek: Şu iki tahtayı bir birine alıştır. 3. Suyu emerek tavlı hale gelmek: Ekmeği sulayın da alışsın.
alışmak
Öğrenmek
alışmak
Alışmak; tutuşmak, alev almak; hararetlenmek. || üregi alışmak: büyük üzüntüye kapılmak
ateş) tutuşmakalışmak (I)
Karşılıklı alıp vermek, hep birden almak.
alışmak (II)
Alevlenip tutuşmak.
alışmak için benzer kelimeler
alışmak, 7 karakter ile yazılır. Ayrıca,
a harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'a', 'l', 'ı', 'ş', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
alışmak kelimesinin tersten yazılışı kamşıla diziliminde gösterilir.