bağlama

bağlama

a. 1. Bağlamak işi. 2. Üç çift telli olan ve mızrapla çalınan bir saz. 3. Yapılarda duvarları birbirine bağlayan kiriş, putrel vb. 4. db. Ulama.


bağlama Fr. Ligature
bağlama

Potin, yemeni.


bağlama

Serbest bırakma: Hayvanlar rahat vermezse bağlamayın.


bağlama

Akarsuların seviyesini yükseltmek, suları toplamak veya başka yöne çevirmek için yapılan bent.


bağlama

Yönünü değiştirme, başka yere yöneltme.


bağlama

Duvarların arasına yatay olarak konulan ağaç.


bağlama

1. Gelinle cinsî münasebette bulunamaması için güveyiyi büyüleme, iktidarsız kılma. 2. Evlilerin başkasına sevdalanması.


bağlama

Kağnıda iki oku mazı üzerine tespit eden ve enine konulan ağaç.


bağlama

Tarlaları korumak için kenarlarına çekilen harçsız duvar, çit.


bağlama

1. Yemeni, renkli basmadan yapılan baş örtüsü. 2. Don, köylü kadınların bacaklarına giydikleri dizlik. 3. Köylü kadınların ekseriya iş yaparken büründükleri veya yatak sarmak için kullandıkları, işlemeli, genellikle şarabî renkli olan çarşaf.


bağlama

İp, kendir.


bağlama

Köylünün evinden başka, köy dışında tarlada yaptığı ve içinde hayvanlarını, çift aletlerini sakladığı yer, küçük çiftlik.


bağlama

Bulgur ve gömeçle yapılan pilav.


bağlama

Deste.


bağlama

Ot, saman, sebze taşımakta kullanılan, yün ya da kıldan dokunmuş dörtgen biçiminde kumaş.


bağlama

Tavan kirişi


bağlama Osm. vasıl

Bir kelimenin sonundaki abanığı arkadan gelen kelimenin başındaki açınıkla bir hecede imiş gibi birlikte söyleme.


bağlama İng. connection, liaison, linking

Bir kelimenin son ses ünsüzü ile ondan sonra gelen kelimenin önses ünlüsünü veya ünlü ile başlayan ilk hecesini birleştirerek tek bir hece hâlinde söyleme veya okuma: deniz_anası, yıkım_emri, gök_ova, sözlük_anlamı vb.


bağlama İng. pegging

Temelde döviz kurları olmak üzere, altın, faiz, narh gibi fiyatların belirli bir düzeyde sabitleştirilmesi ve alım satımların hükümetçe bu fiyattan sürdürülmesi.


bağlama Osm. Vasıl

(I) Bir kelimenin sonundaki sessizi arkadan gelen kelimenin başındaki sesli ile, bir hece meydana getirecek şekilde birlikte söyleme.


bağlama Osm. Nakarat

(II) Şarkıların belli yerlerinde tekrarlanan dize.


bağlama İng. coupling

1. demiryolu: Bir elektrikli çekitte motorların ardışık, ardışık-koşut ya da koşut olarak bağlanması. 2. elektrik: a. Üreteç, alıcı ya da elektrik dirençlerinin birbirine eklenmesi, b. Dalgalı akımIarın geçtiği iki elektrik çevriminden birinde oluşan değişmelerin öbürüne yansıyacak biçimde birleştirilmesi, c. İki döner üretecin ya da motorun dingillerinden bağlanmaları.


bağlama

1. Saz ozanlarının, koşuklarını okurken çaldıkları, üç çiftli telli saz. 2. bk. kavuştak. 3. Kitap yazma, "telif" etme karşılığında kullanılan bir terim.

I) Değirmenlerde, çarka gelen suyun yönünü değiştiren düzen. (Köprü *Şarkikaraağaç -Isparta)

II) Arabalarda boyunduruğu oka bağlayan demir. (Gücünkaya *Aksaray -Niğde)


Bağlama

Gümüşhane ili, Çayra bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Bağlama

Niğde ili, Gölcük bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Bağlama

Sivas ili, Zara ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Bağlama

Van ili, Gevaş ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


bağlama için benzer kelimeler


bağlama, 7 karakter ile yazılır. Ayrıca, b harfi ile başlar, a harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'b', 'a', 'ğ', 'l', 'a', 'm', 'a', şeklindedir.
bağlama kelimesinin tersten yazılışı amalğab diziliminde gösterilir.