basık

basık

sf. 1. Basılmış, yassılaşmış: “Başına, arkası basık, önü yüksek, çuha püsküllü bir şapka giymiş.” -M. Ş. Esendal. 2. Çok yüksek olmayan, alçak: “Arka sokağa bakan, dar, basık tavanlı, ışıksız bir yerdi.” -P. Safa. 3. Kısık: “Onun sesi de aynı şekilde basıktı.” -T. Buğra.


basık Fr. Déprimé
basık

1. Cılız, zayıf, boysuz. 2. Türlü sebeplerle basıldığına inanılan ve bu yüzden hastalanan loğusa kadın, yürümesi geciken çocuk.


basık

Fevkalâde, pek iyi.


basık

1. Arkası basılarak giyilen ayakkabı, yemeni, terlik, patik. 2. Altı tahta pabuç.


basık

Harmanda fazla ıslanmış buğday: Bu buğday basık, iyi un olmaz.


basık

Çok ıslanarak niteliği bozulmuş buğday.


basık İng. compressed

Sıkmaçtan geçirilerek sıkılmış ses.


basık için benzer kelimeler


basık, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca, b harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'b', 'a', 's', 'ı', 'k', şeklindedir.
basık kelimesinin tersten yazılışı kısab diziliminde gösterilir.