buyruk
a. 1. Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir, ferman: Buyruk, bu oğlanın götürülmesi gereken yere götürmem içindir. -M. N. Sepetçioğlu. 2. Egemenlik: Birinin buyruğunda yaşamak.
buyruk Fr. Prescription
buyruk
1. Önder, amir, sözcü. 2. Emir.
buyruk İng. imperative
(Kant'ta) -> (Kişisel) ilkelerin (maxim) karşısına konulan nesnel geçerli ve bir gerekliliği (eylemin zorunluluğunu) dile getiren ahlak önermesi. // Buyruklar ikiye ayrılır: Koşullu buyruk, koşulsuz buyruk, bk. koşullu buyruk, koşulsuz buyruk
buyruk İng. order
Pay ve borç belgiti alıp satmaları için borsa temsilcileri ya da aracılarına sözlü ya da yazılı olarak verilen yönerge (borsa buyruğunda yapılacak işlemin türü, kuralları, geçerdeğeri, öneli ve prim niceliği açık olarak gösterilir).
buyruk
1. Bektaşîlerde özdeyiş, atasözü değerinde, söyleyeni belli ulular sözü. 2. Bektaşılerin tarikat ile ilgili koşuklarına verdikleri ad.
buyruk, (buyruğ, buyuruk)
1. Emir, ferman. 2. Âmir.
Buyruk Köken: T.
Cinsiyet: Erkek 1. Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir. 2. Egemenlik.
Buyruk İng. order Alm. Erlass Fr. ordre
buyruk için benzer kelimeler
buyruk, 6 karakter ile yazılır. Ayrıca,
b harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'b', 'u', 'y', 'r', 'u', 'k', şeklindedir.
buyruk kelimesinin tersten yazılışı kuryub diziliminde gösterilir.