çekme

çekme

a. 1. Çekmek işi: “Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı.” -C. Uçuk. 2. Çekmece: “Sonra çekmesinden pembe bir dosya çıkarıp önüne sürdü.” -H. Taner. 3. Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak. 4. Parmak veya mızrapla çalınan çalgı. 5. Ağacın yapısındaki nem oranının azalması sonucu boyutlarının küçülmesi. 6. İş yaparken giyilen bir tür şalvar. 7. sf. Çekilerek giyilen veya kullanılan: “Erkekleri yandan lastikli çekme fotinden başkasını bilmiyorlardı.” -R. H. Karay. 8. sf. Düzgün biçimli: Çekme burun. 9. sp. Vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendisine yaklaştırması.


çekme Fr. Tracteur
çekme

1. Çizme: Çekmemi geydim. 2. Ayakkabı pençesi. 3. Ayakkabı çekeceği.


çekme

Küçük toprak çömlek: Bir çekme yoğurt aldım.


çekme

Tekme.


çekme

Kurumuş dutun ve cevizin karıştırılıp un haline getirilmiş şekli.


çekme

Burulmuş hayvan: Çekme çebiç.


çekme

Etin bütün olarak pişirilmesinden sonra kızartılıp yapılan yemek.


çekme

Geven bitkisi otu.


çekme

Başörtüsü.


çekme

1. Ağzı testereli bağ bıçağı, bıçkı. 2. Tarlanın içini iyice sulamak için toprakla bir çıkıntı yapmaya yarayan küreğe benzer bir araç.


çekme

Harman çekmeğe yarayan ucu eğri bir ağaç: Sen çekme ile çek, ben dırgenle dağıden hadi.


çekme

Çıkrıkçı tezgâhında tornadan geçirilerek alt tarafı kalınca yapılan çoban değneği: Bizim çoban çekme değneğini eline alırsa on kişiye karşı gelir.


çekme

Bağ çubuklarının, kazılan çukurlarda birkaç çubuk halinde üretilmesi işi.


çekme

Kız kaçırmak


çekme Osm. çekme

Ağacın bünyesindeki nem oranının azalması sonucu boyutlarının küçülmesi.


çekme İng. pulling

Kolun ya da öteki vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendine yaklaştırması.


çekme İng. lixiviation; leaching

Çözünen bir maddenin çözünmeyen bir maddeden bir çözücü yardımıyla alınması.


çekme İng. pull, tension
çekme İng. drawing

Metal çubuk, boru ve benzeri parçaların çaplarını küçültmek için, onları, kalıplardan geçirerek yapılan çekme işlemi.


çekme Osm. cer

(fizik)


çekme

Savaşta giyilen bir tür çizme.


çekme Fr. tirette

Bir yarışçıyı, herhangi bir biçimde çekerek kendisine yardım etme. (yasak davranışlardan)


çekme İng. 1,2- traction; 3. drawing

1. genel uygulayım: Bir cismi bir yandan başka bir yana devindirmeye çalışan kuvvet. 2. fizik: Bir cismi uzatmak için kuvvet uygulama işi, bir cismin ekseni boyunca uygulanan kuvvetin etkisiyle uzayacak biçimde çalışması. 3. metalbilim: Metal çubuk, boru vb. parçaların çaplarını küçültmek için, onları kalıplardan geçirerek yapılan uzatma işlemi.


çekme İng. traction

Doğuma yardım sırasında yavrunun doğum kanalında ilerlemesini kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla yavrunun bacak ve baş gibi kısımlarına uygulanan çekme, asılma işlemi, traksiyon.


çekme İng. copy, transcription

Bir yapıtın tıpkısını yazarak ya da tıpkıbasımı ve baskı yoluyla özdeşini çıkararak çoğaltma.


çekme Osm. med

Aruz ölçüsünde, bir uzun ünlüden sonra bir ünsüz gelince hecenin, daha da uzatılarak bir kapalı ve bir açık hece değerine getirilmesi: "Tutsaydın o şah gitmeseydi."


çekme

Testerenin madensel bölümünden yapılan budama çakısı. (-Bursa)


çekme (I)

Bir çeşit geysi


çekme (II)

Çizme


Çekme

İstanbul ili, Ümraniye ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Çekme Osm. Keşide

çekme için benzer kelimeler


çekme, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca, ç harfi ile başlar, e harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'ç', 'e', 'k', 'm', 'e', şeklindedir.
çekme kelimesinin tersten yazılışı emkeç diziliminde gösterilir.