dal

dal

(I) a. 1. Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri: “Cılız dallar, yeşili fersiz, tırnak kadar yapraklar!” -T. Buğra. 2. Branş. 3. Bir bilim alanının içinde yer alan ana bilim dalında alt alanı. 4. biy. Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların bir araya gelmesiyle oluşan birlik, şube.

II) a. hlk. 1. Arka, sırt. 2. Kol. 3. Omuz: “Belikler dalına dökülür gelir / İnce bel üstüne sal ala gözlüm” -Halk türküsü. 4. Boyun, ense.

III) sf. Çıplak, yalın: Dalkılıç. Daltaban.


dal Fr. Branche
dal

1. Omuz, omuzbaşı. 2. Kol. 3. Arka, sırt. 4. Boyun, ense.


dal

Zayıf, ince(hayvan için): Karşılıların o dal ineği var ya, ölmüş.


dal

Boynuz.


dal

Çıplak.


dal

Tam: Dal öğleyin geldi.


dal

İp üzerine dizilmiş fıstık, badem ya da cevizli pestil.


dal

Lahana ya da yaprağı.


dal

Tek, eş: Öküzlerin bir dalı öldü.


dal

Arka, peş: Daldan gel.


dal

1. Ağaç: Bağımızda beş dal erik var. 2. Palamut ağacı. 3. Damlara konulan mertek, kalınca direk.


dal

Tohumluk olarak ayrılan mısırların birbirlerine bağlanmasıyle yapılan iki metrelik örgü.


dal

Yemeniye benzeyen bir giyim eşyası.


dal

Kitap ve defter yaprağı, sayfa.


dal

1. Omuz. 2. Sırt. 3. Arka.


dal

Sırt, arka


dal

< ET tal: Sırt (Erzincan Merkez)


dal

Arka, sırt


dal

< ET tal: dal; sırt; arka; son. || dalına basmak: güçlük çıkarmak; engellemek || wurucun dalından wura: (kargış sözü) || geribin garnına wurmişlar, vay dalım demiş


dal

Ağaç


dal

Omuz, . Sırt, arka: Dalımda dura dura kirlenmiş


dal

Değil


dal

Sırt, arka, arka taraf


dal İng. cladus, phylum

Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan ve sınıfların bir araya gelmesi ile oluşan birlik. Örnek: Kordalılar (Chordata). Filum, klâdus.


dal İng. branch
dal İng. branch

Belirli bir bölgede, çokdeğerli karmaşık bir işlevin değerlerinden birisini alan ve türeyen karmaşık işlev.


dal Osm. gusun

(biyoloji, botanik)


dal Fr. branche

(tarım)


dal İng. phylum

Şube.


dal Osm. dal
dal İng. branch, cladus, phylum

1. Bitkilerin çoğunlukla yapraksız olan, sapın değişik uzunluk veya büyüklükteki küçük sap ve sürgün kısımları. 2. Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan ve sınıfların bir araya gelmesiyle oluşan birlik, filum, kladus.


dal

Arap alfabesinin sekizinci, Osmanlicanın onuncu harfi (...). Sola dönük bir açı biçiminde yazılırdı. Bu yazılışı yüzünden divan ozanlarınca bel büküklüğünün, derin üzüntünün, karamsarlığın simgesi sayılmıştır: / Muhibbi'nin elif kaddin dal eyler / Ağlatuban gözyaşını sel eyler.


dal İng. cladus

(karşılık: kladus), (Yun. klados= dal): Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan bir terim olup sınıfların bir araya gelmesiyle meydana gelir.


Dal Köken: T.

Cinsiyet: Kız 1. Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri. 2. Arka, sırt. 3. Kol.Cinsiyet: Erkek 1. Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri. 2. Arka, sırt. 3. Kol.


Dal

bk. Dalton


dal için benzer kelimeler


dal, 3 karakter ile yazılır. Ayrıca, d harfi ile başlar, l harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'd', 'a', 'l', şeklindedir.
dal kelimesinin tersten yazılışı lad diziliminde gösterilir.