engel
a. 1. Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap: Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi. -A. Ağaoğlu. 2. Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer. 3. Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer. 4. Kara yollarının kenarlarına yapılan korkuluk, bariyer. 5. sp. Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer.
engel Fr. interception
engel Fr. Contre indication
engel Fr. Barre
engel
Kaba, karışık otlar, çalı çırpı.
engel
Rakip.
engel İng. Hurdle
Engelli koşullarda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken çerçeve ile tabandan kurulu tahta düzen.
engel İng. Barrier
Bir geçişi, bir değişimi ya da göçü önleyici erkil sınırı.
engel
mâni'.
engel, engebe Osm. arıza
(coğrafya)
engel İng. barrier
Bir aracın gidişini engelleyen nesne.
engel İng. obstacle
Kıvrımların önüne gelen ve onları sıkıştıran eski kütle.
engel için benzer kelimeler
engel, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca,
e harfi ile başlar, l harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'e', 'n', 'g', 'e', 'l', şeklindedir.
engel kelimesinin tersten yazılışı legne diziliminde gösterilir.