engin

engin

(I) sf. 1. Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vâsi: “O engin denize benzersin ki yavaş yavaş coşar ve coşunca da pek hırçın olursun” -A. H. Müftüoğlu. 2. a. Açık deniz: “Enginden dönen deniz kuşları sessiz kanatlarıyla başımın üstünde dolaşıyorlar.” -R. N. Güntekin.

II) sf. hlk. 1. Değer ve fiyatı düşük olan: Engin mal. 2. Yüksekte olmayan, alçak (yer), ingin, münhat: “Engin olur bizim elin ovası / Yüksek olur yaylaların havası” -Halk türküsü.


engin Fr. Etendue
engin

Nezle.


engin

Değer ve fiyatı düşük olan şey (için).


engin

1. Alçak yer. 2. Geniş alan.


engin

1.bk. engi (I)-1. 2. Diş nezlesi. 3. Genellikle çene altının ve yüzün şişmesiyle beliren hastalık. 4. Ağır hasta, durumu ölüme yakın olan (kimse).


engin

Bulutlu hava.


engin

İyi, güzel, temiz, sağlam.


engin

Yatık kumaş.


engin

Alçak, çukur


engin

Alçak


engin

Çukur, alçak yer.


Engin Köken: T.

Cinsiyet: Kız 1. Açık deniz. 2. Çok geniş. 3. İyi, güzel, temiz, sağlam.Cinsiyet: Erkek 1. Açık deniz. 2. Ucu bucağı görünmeyecek kadar çok geniş. 3. İyi, güzel, temiz, sağlam.


Engin

Siirt ili, Dilektepe bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


engin için benzer kelimeler


engin, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca, e harfi ile başlar, n harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'e', 'n', 'g', 'i', 'n', şeklindedir.
engin kelimesinin tersten yazılışı nigne diziliminde gösterilir.