kesme
a. 1. Kesmek işi: Bir dönem, içkiyi haftalarca tamamen kesmeyi başardığım için, ondan sonra içtiğim her kadeh, bir adım gerilemek demekti. -E. Şafak. 2. Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas. 3. sf. Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan: Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat. -R. H. Karay. 4. sf. Kesin, değişmez, maktu: Kesme fiyat. 5. db. Kesme işareti. 6. ed. Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat. 7. bit. b. Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 metre kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia). 8. mat. Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi. 9. sin. ve TV İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum. 10. esk. Lokum.
kesme
Tavla ya da kâğıt oyunlarında kazanana verilen şeker, lokum vb. şeyler.
kesme
1. Kumlu, sert toprak. 2. Kaba, yumuşak taş.
kesme
1. Pestil. 2. Pekmez ve nişastadan yapılan bir çeşit yiyecek.
kesme
Kerpiç.
kesme
Yağı alınmış, süzme yoğurt.
kesme
Boyunduruğa takılan ağaç.
kesme
Domuz, ayı, kurt avında kullanılan kurşun parçaları.
kesme
1. Bir çeşit pırnal ağacı. 2. Bir çeşit dikensiz keven. 3. Kışın bayvana yedirmek için kesilen katran ağacının dalı.
kesme
Cam, billur.
kesme
Boğaya gelen ineklerin döl tutması için dişilik organının kenarında çıkan, kesilmesi gerekli olan beze : Kesmesi olan inek durmadan boğaya gelir.
kesme
Kesim, bölük.
kesme
Alındaki saçlar, kâkül.
kesme
Yaprakları dikensiz, pırnala benzeyen bir çeşit ağaç.
kesme
Kesme, pestil bulamacından yapılan tatlı
kesme
İnce şeritler hâlinde kırpılmış hamur. || kesme aşi/çorbasi: bu hamurlardan yapılan çorba
kesme
Kışın yaprağını dökmeyen, boyu 4-5 metre olan bir ağaç
kesme İng. interrupt
kesme İng. break
kesme İng. intercept
kesme İng. coupé
Klasik balede küçük ara adımı.
kesme İng. Coupe, cut over
Çatma durumunda ya da karşı yarışmacının bir çelgi alması sırasında, karşı savutun ucundan bir kesiş devinimi yaparcasına savut ucunu bir öteki doğrultuya geçirme.
kesme İng. sector
İki doğru parçası ve bir eğri yayıyla sınırlanan düzlemsel yüzey.
kesme İng. shearing
Metalleri, kesiciler kullanarak parçalara ayırma işlemi.
kesme, dayire kesmesi Osm. kıta-i dâire
(matematik)
kesme İng. cut (out), cutaway, straight cut, abrupt passage
Sinema 1. Alıcı yönetmenine, ses yönetmenine "kes!" komutu vererek çevirimi sona erdirme. 2. İki çekimin kurguda birbirini izlemesinden doğan durum. TV. 3. Televizyonda aynı sonucun, bir alıcıdan öbürüne geçme yoluyla sağlanması. 4. Bir oluğun çıkışını birdenbire sona erdirme.
kesme Osm. kâkül
perçem, kâkül
kesme İng. 1- decoupling, 2- cutting
1. elektrik: İki çevrimin bağlantısını ayırma işlemi. 2. radyo. Çok sayıda çevrimin ortak dirençleri nedeniyle oluşan yeni bağlantıların etkisini gidermeye ya da azaltmaya yarayan düzen. 3. sinema: Bir filmin kaba kurgusuna hazırlık olarak kesilmesi işlemi.
kesme İng. sectioning, chopping
1. Emdirme materyali içerisinde yerleştirilip blok durumuna getirilen örneklerden mikrotomda usulüne uygun kesitler alınması. 2. Doğrama.
kesme Osm. kat
Koşukta ya da düzeyazıda, bir tümceyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı. Ör.: Ey kimsesiz avare çocuklar... hele sizler, Hele sizler. . . . (Tevfik Fikret)
kesme
1. Eskiden, savaşlarda ata giydirilen bir çeşit zırh. 2. Bel şeklindeki ok temreni, yassı temren. 3. Temrenli büyük ok
Kesme
Sivas ili, Gedikbaşı bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
kesme için benzer kelimeler
kesme, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca,
k harfi ile başlar, e harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'k', 'e', 's', 'm', 'e', şeklindedir.
kesme kelimesinin tersten yazılışı emsek diziliminde gösterilir.