olgun
sf. 1. Yenecek duruma gelmiş (meyve): Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar. -R. H. Karay. 2. mec. Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı (kimse), kâmil: Benim bütün cefama olgun adam gibi katlanmasını bilmişti. -Y. K. Karaosmanoğlu.
olgun Fr. Adulte
olgun
Olgunlaşmış
olgun İng. mature, ripe
Büyüme ve gelişmesini tamamlayarak ergin evreye ulaşmış. Matür.
olgun Osm. mûr
olgun İng. mature
Büyüme ve gelişimini tamamlayarak ergin evreye ulaşmış, matür.
olgun
hlk. Veteriner hekimliği folklorunda sıcak ve yumuşak apse.
Olgun Köken: T.
Cinsiyet: Erkek Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gelişmiş kimse.Cinsiyet: Kız Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gelişmiş insan.
Olgun
Diyarbakır ili, Ahmetli bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Olgun
Erzurum ili, Olur ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Olgun İng. mature
Büyüme ve gelişmesini tamamlayarak kendi türüne özgü olan ergin evreye ulaşmış.
olgun için benzer kelimeler
olgun, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca,
o harfi ile başlar, n harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'o', 'l', 'g', 'u', 'n', şeklindedir.
olgun kelimesinin tersten yazılışı nuglo diziliminde gösterilir.