yaş

yaş

(I) a. 1. Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin (II): “Yaş otuz beş, yolun yarısı eder.” -C. S. Tarancı. 2. Hayatın çeşitli evrelerinden her biri, çağ: “Genç yaşında. Kızımızı yetiştirdik bu yaşa getirdik.” -M. Yesari. 3. Bir kurum, bir kuruluş, düzen vb.nin kurulduğundan bu yana geçen zaman: Yetmiş beş yaşına basan Türkiye Cumhuriyeti. 4. meteor. Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi.

II) sf. 1. Nemli, ıslak, kuru karşıtı. 2. Kendi suyunu, canlılığını yitirmemiş, kurumamış, kurutulmamış, taze. 3. a. Gözyaşı: “Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu.” -H. S. Tanrıöver. 4. argo Kötü: Bugün işler yaş. 5. argo Zor.


yaş Fr. Âge
yaş Fr. Humide
yaş

Akşamla yatsı arası.


yaş

Çok çevik, sağlam.


yaş

Çürük, güvenilmez.


yaş

Göz yaşı


yaş

Yaş, ıslak


yaş

< ET yaş: yaş; ıslak; taze; yaşanılan süre, yaş bu (anlamda kullanıldığında genellikle bütün şahıslar için iyelik eki 3. teklik şahıs ekiyle kullanılır.) || yaş tut: taze dut || yaş meyva: taze meyve|| on yaşında: on yaşımda / yaşında


yaş

Yaş, ömür


yaş

Yıl


yaş

Islak // goz yaşi: göz yaşı


yaş İng. age

Bir varlığın doğumundan başlayarak ömrü boyunca tekrarlanan belirli zaman aralıklarının toplamı.


yaş İng. age

Kişinin doğumundan beri geçen tam yıl süre.


yaş İng. age

Bir gökcisminin oluşmaya başladığı günden bugüne dek geçirdiği zaman süresi.


yaş Osm. sin

(zooloji)


yaş İng. age

Bir varlığın doğumundan başlayarak ömrü boyunca tekrarlanan belirli zaman aralıklarının toplamı.


yaş

1. Taze. 2. Deniz.


yâş

Yağış


Yaş Alm. Moist

yaş için benzer kelimeler


yaş, 3 karakter ile yazılır. Ayrıca, y harfi ile başlar, ş harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'y', 'a', 'ş', şeklindedir.
yaş kelimesinin tersten yazılışı şay diziliminde gösterilir.