dizge
a. 1. Bir bütün oluşturacak biçimde birbirine bağlı ögelerin bütünü, manzume, sistem. 2. fel. Bir ilkeye veya dünya görüşüne göre düzenlenmiş düşünceler, bilgiler, öğretiler bütünü, manzume, meslek, sistem: O dizgenin içinde, geleceği insanın umutlu olmasına bağlı tutan bir kayıt yoktur. -M. C. Anday.
dizge
1. Erkeklerin giydiği getr biçiminde çorap, tozluk. 2. Dize kadar uzanan uzun konçlu çorap. 3. Diz kapağını geçen çorap. 4. Çorap bağı. 5. Dört beş santim eninde örülmüş kadın kuşağı.
dizge
Kadınların boyunlarına taktıkları altın gerdanlık.
dizge İng. system
Aralarında ilişkiler bulunan, böylece belli bir işlevi olan bir bütün oluşturacak biçimde etkileşen nesneler topluluğu. Bir dizgeyi oluşturan nesneler arasında kişiler, makineler, yordam, izlence ya da veriler bulunabilir. Ayrıca bu nesneler de kendi başlarına birer dizge niteliği taşıyabilir; bu durumda dizgenin altdizgelerinden söz edilir.
dizge İng. system
dizge İng. array
dizge İng. system
Üzerinde ölçme yapılan ya da söz konusu olan belirli nesneler topluluğu.
dizge İng. system
(Yun. systema < synestanai = birlikte yerleştirmek, örgütlü bir bütün içinde toplamak, bir araya koymak, birleştirmek) : Birlikli bir ilkeye göre düzenlenmiş bütün. Bu anlamda: 1. Kendi içine kapalı, düzenli bir bütün. (Ör. evren, yıldızlar dizgesi.) 2. Bir ilkeye ya da dünya görüşüne göre düzenlenmiş düşünceler, bilgiler, öğretiler bütünü. 3. Birbirine bağlı bilimsel ya da felsefî düşünceler birliği; bir düşün (ide) yöresinde toplanmış çeşitli bilgiler. // Dizge kuramdan daha geniştir; bir filozofun felsefe dizgesi onun kuramlarının bütününden oluşur.
dizge İng. system
Bir bütünü oluşturacak biçimde karşılıklı olarak birbirine bağlı öğelerin tümü.
dizge İng. system
Kendine özgü bir düzen ve sırası olan topluluk. Gezegenler dizgesi,'Samanyolu dizgesi, gözerimi konsayıları dizgesi gibi.
dizge İng. tablature
Bir müzikal eserin belirli bir çalgı ile ve bu çalgı üzerindeki hangi tel ve perdelere basılarak çalınacağını, nota yerine çeşitli rakam, harf ve işaretlerle gösteren sistem.
dizge İng. system
Aralarında ilişki bulunan ve amaca göre çevresinden belirli sınırlarla ayrılmış özdek, olay ve süreçlerin seçilmiş kümesi.
dizge
bk. sistem
dizge İng. system
1. Ortak kimi özellikleri olan çokluklar kümesi. 2. Belirli bir gerçeğe ilişkin kurallar kümesi.
dizge İng. system
Herhangi sayıda nesneden oluşan bütün. Krş.. sıralanmış n-li dizge, yapı.
dizge İng. system
Bir bütün oluşturacak biçimde, karşılıklı olarak birbirine bağlı öğelerin tümü.
dizge Osm. heyet
(fizik, botanik)
dizge İng. system
Belirli bir görevi yerine getirmek için bir bütünün parçaları arasında kurulan işlevsel ilişkilerin tümü.
dizge Fr. Système
Eski Yunan tartıbiliminde, sayısı sınırlanmamış olan ve üye (membre) denilen birçok parçalardan ibaret bulunan uzun dize.
dizge İng. system
Aralarında karşılıklı işlevsel bağlılıklar bulunan bir dizi öğenin oluşturduğu bütünlük.
dizge İng. system
1. genel uygulayım: a. Bir bütünü oluşturacak biçimde birbirine bağlı öğelerin tümü. b. Bir iş, işlemi sonuçlandırmak için kullanılan yöntem ile araçların oluşturduğu düzen. c. bk. donatı. 2. kimya, fizik, metalbilim: Üzerinde ölçme yapılan ya da sözkonusu olan belirli nesneler topluluğu. 3. elektrik: Çok evreli bir dalgalı akımın elektrometre kuvvetinin dönüş değişikliklerinde geçiş düzeni. 4. bilişim: a. Birlikte kullanılan işlem, yöntem ve gereçlerin belirli bir örneğini oluşturan birim. b. Birbirinden ayrı ve değişik işler üreten makinelerin oluşturduğu bütün.
dizge İng. system
Bir birlik oluşturacak biçimde işlevsel olarak örgütlenmiş öğeler bütünü.
dizge İng. system
Yerbilimin zaman birimlerine ilişkin bir dönem süresince oluşmuş katman topluluğu.
dizge
Dizlik, diz bağı
dizge için benzer kelimeler
dizge, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca,
d harfi ile başlar, e harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'd', 'i', 'z', 'g', 'e', şeklindedir.
dizge kelimesinin tersten yazılışı egzid diziliminde gösterilir.