güç

güç

(I) sf. 1. Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, efor, kolay karşıtı: Eski yazıyı öğrenmek güç bir işti. 2. zf. Zorlukla: “Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı.” -Y. K. Karaosmanoğlu.


güç, -cü

(II) a. 1. Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet: Zihin gücü. Yaşama gücü. 2. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat. 3. Sınırsız, mutlak nitelik: Tanrı'nın gücü. 4. Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik: Paranın gücü. 5. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği: Motorun gücü. 6. Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler toluluğu: Güçler dengesi. 7. Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli: İnsan gücü. 8. Bir toprağın verimlilik yeteneği. 9. mec. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse. 10. coğ. Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği. 11. fiz. Birim zamanda yapılan iş.


güç

Gönül, yürek: Gücüm üzledi.


güç

Saat.


güç İng. force
güç İng. power
güç İng. power

1. Fiziksel, düşüncel ve ahlaksal bir etki yapabilme ya da bir etkiye direnebilme yeteneği, a. Ağır bir cismi kımıldatabilme yeteneği: kas gücü. b. Etki ve güçlülük ilkesi: karakter gücü, direnme gücü, düşünce gücü, bir kanıtın gücü (idée force = kımıldatıcı, yönetici güç). 2. Fizik-ötesi kavramı olarak: a. İtme ve çarpmada dıştan mekanik etki yapan şey; b. Bireylerde türlü biçimlerde ortaya çıkan itici, etki yapıcı ve biçimlendirici olan şey. (Leibniz'de temel etkinlik ilkesi; Herder ve Nietzsche'de de temel kavram.) 3. Bir şeyin yapılmasını tüzeyle, anlaşmayla değil de, baskı yoluyla sağlayan etkinlik. (Ör. Güce dayalı devlet.)


güç İng. power

1. İş yapma hızı; birim zamanda yapılan iş. 2. Görsel bir aygıtın ayrıntıları seçme yeteneği.


güç İng. power

Bir iş veya enerjinin transfer edilme hızı, birimi J.s-1 (wat).


güç İng. power

bk. üst.


güç Osm. tâkat

(fizik)


güç İng. power

Birim zamanda yapılan işin niceliği ile ölçülen iş yapabilme yeteneği.


güç İng. 1. power, 2. electric power

Sinema/TV. 1. Birim zamana düşen iş birimleriyle ölçülen iş yapma oranı. 2. Vatla ölçülen iş yapma oranı; elektrik gücü (1 vatlık bir güç, saniyede 1 jul iş yapar).


güç İng. force, strength

1. fizik: a. Dinginliği devime, devimi dinginliğe dönüştüren; direnci doğuran ya da kıran özellik. b. Birim zamanımda yapılan iş. 2. subilim: Bir su akıntısının aşındırma ve taşıma yeteneği. 3. mekanik: Bir makinenin yaptığı işin, bu işin kotarılması için gereken zamana bölümü.


güç, (güc)

1. Zulüm, gadr, haksızlık, zor, çevir, eziyet, sitem. 2. Cidal, şiddet.


Güç Köken: T.

Cinsiyet: Erkek 1. Yorucu, emekle yapılan. 2. Zor, çetin. 3. Şiddet. 4. İş, meşguliyet. 5. Kuvvet.


Güç İng. power

(İstatistiksel sınamalar) İstatistiksel bir sınamada karşıt önsav doğru olduğunda sıfır önsavını geri çevirme olasılığı. İkinci tür yanılgı olasılığı en küçük olduğu zaman güç en büyük değeri alır.


Güç Osm. Takat

güç için benzer kelimeler


güç, 3 karakter ile yazılır. Ayrıca, g harfi ile başlar, ç harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'g', 'ü', 'ç', şeklindedir.
güç kelimesinin tersten yazılışı çüg diziliminde gösterilir.