oluş

oluş

a. 1. Olma işi, vuku: “Nadire Hanım bir bakıma kocasının büyük adam oluşuna seviniyor.” -M. Ş. Esendal. 2. Oluşma, teşekkül, tekevvün: “İlim devamlı oluş hâlindedir, boyuna yeni sorular sorar tabiata.” -C. Meriç. 3. fel. Bir durumdan öteki duruma geçiş.


oluş Fr. Cas
oluş

Bak. Süreç.


oluş İng. 1- becoming 2- genesis

(Lat. fieri < in fiere = oluş halinde) : I. Değişme süreci. Bu anlamda: 1. Bir durumdan öteki duruma geçiş. 2. Olanaktan gerçekliğe geçiş. 3. Sürekli değişim olayı. 4. Değişmez, zamandışı olan öze karşıtlık içinde, gerçekliğin değişen, değişim içinde olan öz belirtisi. 5-Değişmez olan, olmuş bitmiş varlıkla karşıtlık içinde, yaşamın oluşma, gerçekleşme, kendisini tamamlama niteliği. II. İncelenen bir konunun (bir varlığın, bir görevin, bir kurumun) oluşu; göz önüne alınan andaki durumuna değin gelişip oluşma biçimi. Yaşamın oluşumu, doğuşu ya da gelişmesi. Ayrıca: Tevrat'ın dünyanın oluşunu anlatan birinci kitabının başlığı.


oluş

bk. oluşma.


Oluş Köken: T.

Cinsiyet: Erkek Oluşma, meydana gelme, varlık kazanma.Cinsiyet: Kız Oluşma, meydana gelme, varlık kazanma.


oluş için benzer kelimeler


oluş, 4 karakter ile yazılır. Ayrıca, o harfi ile başlar, ş harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'o', 'l', 'u', 'ş', şeklindedir.
oluş kelimesinin tersten yazılışı şulo diziliminde gösterilir.