salak

salak, -ğı

sf. Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan (kimse): “Hem evli barklı bir kadın olduğundan haberi yok mu bu salak şeyin?” -A. Kutlu.


salak

1.Yayla ya da kırlarda hayvanları toplu bulundurmak için yapılmış üstü açık korunak. 2.Hayvanların yazın yattıkları ya da dolaştıkları dört yanı çevrili, üstü açık yer. 3.Otlak. 4.Ağıl, mandıra. 5.Evlerin bodrum katında hayvanlara ayrılan yer. 6.Orman içinde kışın davarların barındığı ve beslendiği yer.


salak

1.Çiftçinin her yıl sıra ile ekmek için ikiye ayırdığı tarlanın bir parçası. 2.Nadas. 3.Köy tarlalarının toplu bulunduğu yer. 4.Köylünün hep birden ektiği yer. 5.Ekin ekilen yer. 6.Ürün alındıktan sonra çevresi açılan tarla.


salak

1.Olmamış küçük kavun. 2.Büyüyememiş fakat zamanından önce olmuş küçük karpuz.


salak

Baston, sopa.


salak

Dayak.


salak

Çevre, bölüm.


salak

Hayvan kesen adam, kasap.


salak

Düşkün.


salak

Elli altmış yaşındaki adamların erkeklik organı.


salak

Alışılmış, benimsenmiş yer.


salak

Saldırgan, atılgan.


salak

Lapa.


salak

Kayık.


salak

Pirinç yetiştirmek için su altına alınmış toprak.


salak

Sıra, nöbet.


salak

Kolay: Salağımıza öyle geliyor.


salak

Bölge, çevre.


salak

Kasap.


salak

Etek.


salak

Ağılda küçük kuzuların konduğu bölüm, köm (Çiçekdağı)


salak

Ağıl bahçesi. (Çukurören, Boyalı *Güdül, İlhan *Ayaş -Ankara)


salak (I)

Konup göçülen, hayvan salınan arazi, saha.


salak (II)

bk. salık (II).


salak, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca, s harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 's', 'a', 'l', 'a', 'k', şeklindedir.
salak kelimesinin tersten yazılışı kalas diziliminde gösterilir.