tutma
a. 1. Tutmak işi: Daha çatal ve bıçağı tutmasına eli yatmamıştı, ikide bir düşürürdü. -R. H. Karay. 2. Destekleme. 3. Yanaşma. 4. sp. Bazı takım oyunlarında ayakla veya vücutla karşı takım oyuncusunun hareketine engel olma, markaj.
tutma
1.Hizmetçi, uşak, işçi. 2.Metres, dost.
tutma
Kesilmiş ayran.
tutma
Konukların götürüldüğü düğün hamamı.
tutma
1. İşçi, hizmetçi. 2. Bir yıl anlaşmalı çiftlik işçisi.
tutma Alm. Halten
Herhangi bir vücut bölümünü belli bir duruşta, ölçülü olmak koşuluyla bir süre devinimsiz bırakma.
tutma İng. adhesion
Metalbilimsel bir süreç sonucu, bir metal yüzeyin bir başka yüzeyle birleşmesi olayı.
tutma İng. restraint
Canlının davranışlarını, nesnel engellerle ya da herhangi bir biçimde karşı gelerek önleme.
tutma İng. holding
Karşı takımın bir oyuncusunun kımıldamasına engel olacak şekilde, bedenle yapılan abanma hareketi.
tutma İng. registration
Sinema/TV. Bir resmi, kendinden önceki ya da sonraki resmin durumuna tıpatıp uygun duruma yerleştirme.
tutma İng. holding
Yönetmeliğe aykırı olarak topun uzun bir süre oyuncunun ellerinde kalması.
tutma
bk. yapışma.
tutma için benzer kelimeler
tutma, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca,
t harfi ile başlar, a harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
't', 'u', 't', 'm', 'a', şeklindedir.
tutma kelimesinin tersten yazılışı amtut diziliminde gösterilir.