uyarma

uyarma

a. 1. Uyarmak işi, ihtar, tembih: “Birinin çıkıp onu uyarmasına, nasıl göründüğünü söylemesine ihtiyacı vardı.” -E. Şafak. 2. biy. Bir duyu organını, bütün bir sinir düzenini, kendi dışındaki bir nesne veya durumun bir tepkide bulunmaya yöneltmesi.


uyarma İng. excitation

Bir organ ya da dokuda çalışma meydana getirilmesi. Eksitasyon.


uyarma İng. warning

Bir disiplin suçu işlemiş olan öğrenciye davranışının kusurlu olduğunun yazılı olarak bildirilmesi.


uyarma İng. excitation

Nicemsel dizgeyi, daha yüksek bir erke düzeyine çıkarma.


uyarma İng. stimulation

Bir atom, bir iyon veya bir molekülün temel halden daha yüksek enerjili bir hale geçmesi için teşvik edilmesi.


uyarma Osm. tembîh

(zooloji, biyoloji)


uyarma İng. stimulation, excitation

Duyu örgenlerinden herhangi birisiyle ilgili fiziksel gücün uygulanması.


uyarma Osm. ihtar

Küçük yanlışlıkları görülen yarışçılara, bir kez daha yapmamaları için verilen uyarma cezası.


uyarma İng. stimulation

Bir duyu örgenini ya da tüm bir sinir düzenini, kendi dışındaki bir nesne ya da durumun bir tepkide bulunmaya yöneltmesi.


uyarma İng. excitation

elektrik: 1. Bir elektromıknatısta akıyı üreten güç. 2. Bir üreteç ya da motorun mıknatıssal çevriminde, elektrik akımı ile bir mıknatıslı irkitim akısının oluşması.


uyarma İng. inductio

anat. Embriyolojide canlıyı meydana getirmek üzere farklılaşmış embriyonik bir hücre topluluğunun yanında daha az farklılaşan diğer bir hücre topluluğuna etki etmesi, onu geliştirmeye zorlaması.


uyarma İng. Warning

Karşılaşma sırasında kurala aykırı davranışları önlemek için yumrukoyuncusunun dikkatini çekme.


uyarma İng. excitation

(karşılık: eksitasyon), (Lat. excitare = uyarmak): Bir organ ya da dokuda çalışma meydana getirilmesi.


uyarma için benzer kelimeler


uyarma, 6 karakter ile yazılır. Ayrıca, u harfi ile başlar, a harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'u', 'y', 'a', 'r', 'm', 'a', şeklindedir.
uyarma kelimesinin tersten yazılışı amrayu diziliminde gösterilir.