yer
a. 1. Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân: İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? -M. Ş. Esendal. 2. Gezinilen, ayakla basılan taban: Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü yerde bir noktaya dikip öylece kalakalıyordu. -H. Taner. 3. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge: Anadolu'nun bazı yerlerinde eski bir kocakarı itikadı vardır. -R. N. Güntekin. 4. Durum, konum, vaziyet: Türkiye stratejik bakımdan önemli bir yerdedir. 5. Ülke. 6. Görev, makam: Askerden gelirse bakalım bir yere yerleştirebilecek miyiz? -M. Ş. Esendal. 7. Önem: Uçağın yurt savunmasındaki yeri. 8. İz. 9. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa: Deniz kıyısında bir yer aldılar, ev yapacaklar. 10. Ekime elverişli toprak parçası, arazi: Çorak yerde ot bitmez. 11. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal: Toplantı yeri. Kaza yeri. 12. Otel, motel vb.nde kalınacak oda: Yeriniz var mı? 13. Sinema ve tiyatroda veya taşıtlarda oturulacak koltuk, sandalye: Ön tarafta bir yer bulup oturunca kurnazlığına pek sevindi. -H. Taner. 14. coğ. Yerküre. 15. mec. Durum, konum: Sen benim yerimde olsan ne yapardın?
yer Fr. Local
yer Fr. Locus
yer Fr. Siège
yer
Yatak.
yer
Tarla.
yer
< ET yer / yir: yer; sıra; memleket. || yer oynamasi: deprem || yerde: sırada; esnada || yer inen : yerde sürünerek || yerini köküni gazutmak: mahvetmek || yerle yerin: hemen oracıkta
yer
Arazi, tarla bahçe
yer
1. Mahal. 2. Zemin. 3. İkamete müsait ev // sirt yera galmak: mağlub olmak
yer İng. location
bk. bellek yeri.
yer
bk. bölge
yer İng. location
yer İng. floor
Cimnastik alıştırmalarında, vücudun değişik bölümlerine dayanak ve direnç sağlayan yüzey.
yer, konum İng. place
Bir cismin durduğu, bulunduğu nokta ya da yüzey parçası.
yer İng. seat
Bir seyircinin tiyatro seyrederken oturduğu yer.
yer İng. place
Kutsal olarak nitelenen, içinde ya da çevresinde dinsel, büyüsel, geleneksel, törensel işlemler yapılan, toplantılar düzenlenen alan, düzlük, dağ, tepe, orman vb. her biri. bk. adak, kurban,
yer
mahal.
yer Osm. zemîn
(toprak) (coğrafya, jeoloji)
yer Osm. arz
(coğrafya, jeoloji)
yer, yerlik Osm. mevki' mevzi'
(coğrafya)
yer İng. location
Sinema/TV. Dışarıdaki çevirimlerin gerçekleştirildiği uzay.
yer İng. seat
Sinema Sinema salonundaki oturulacak yerlerden her biri.
yer
Toprak, ülke, diyar.
yér
Yer, mevki
Yer İng. earth
Üzerinde yaşadığımız gezegen.
yer için benzer kelimeler
yer, 3 karakter ile yazılır. Ayrıca,
y harfi ile başlar, r harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'y', 'e', 'r', şeklindedir.
yer kelimesinin tersten yazılışı rey diziliminde gösterilir.