açık

açık, -ğı

a. 1. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu: Bütçe açığı. Ülkenin doktor açığı. 2. Belli bir yerin biraz uzağı: Tren yolu nehrin açığından geçer. 3. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri: “Limanda bilinen gemiler, oysa açıklardadır.” -B. Necatigil. 4. sf. Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı: “Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik.” -R. N. Güntekin. 5. sf. Engelsiz, serbest: Açık yol. 6. sf. Örtüsüz, çıplak: “Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü, beni açık başıyla selamladı.” -A. Kabaklı. 7. sf. Boş: Kâğıtta açık yer kalmadı. 8. sf. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal: Açık kadro. 9. sf. Aralığı çok: Açık adımlarla. 10. sf. Çalışır durumda olan: “Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar.” -Ö. Seyfettin. 11. sf. Kolay anlaşılır, vazıh: “Açık konuşma zamanının artık geldiğine kani idim.” -R. N. Güntekin. 12. sf. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen: Bu adamın her işi açıktır. 13. sf. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen: “... her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o.” -T. Buğra. 14. sf. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı: “Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu.” -Ö. Seyfettin. 15. sf. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). 16. zf. Belirgin bir biçimde: “İnsan mağlubiyetini bu kadar açık kabul eder mi?” -M. Yesari.


açık Fr. Béant
açık Fr. Ouvert, te
açık

Uzak, ırak: Bu su evden çok açık.


açık

Orman içindeki ağaçsız, çıplak yer: Sığırı, büyük gürgendeki açığa al.


açık

Kahve cezvesi.


açık

Kızlığı bozulmuş: Kızcağızı açıktır diye babasına geri göndermişler.


açık

Serbest


açık İng. on
açık İng. open
açık

bk. net


açık İng. open

Hiçbir perdeye basılmaksızın tellerin açık bırakıldığı veya tüm tellerin herhangi bir perdeden tek parmakla kapatıldığı durumlarda bile sık kullanılan akorların elde edilebildiği akortlama biçimi.


açık

1) sarîh. 2 ) alenî.


açık İng. deficit

1. Gelirin gideri karşılamaması durumu. 2. bk. gedik


açık İng. deficit

1. Tecim işlerinde ve genel olarak ödenekliklerde o kuruluşun gelirleriyle giderleri arasındaki olumsuz-dengesizlik, giderin gelirden fazla olması. 2. Kasa, ambar, mal değerlerinin sayım sonucu yazılımlara göre eksik çıkması.


açık Osm. vazıh

Kolayca anlaşılan (söz, yazı). Karşıtı bk. kapalı, düğümlü.


açık

Ev çatılarındaki delik. (Fındıkoluk -Bilecik)


açık

Serbes, laubali.


açık için benzer kelimeler


açık, 4 karakter ile yazılır. Ayrıca, a harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'a', 'ç', 'ı', 'k', şeklindedir.
açık kelimesinin tersten yazılışı kıça diziliminde gösterilir.