delik
a. 1. Dar, küçük açıklık: Anahtar deliği karanlıktı, içerden belli belirsiz sesler geliyordu. -Y. Atılgan. 2. Dar, küçük çukur: Küçük çocuk, kulübenin kenarına yığılmış taşlardan yukarıda bir deliğe sıkışmıştı. -S. F. Abasıyanık. 3. Küçük hayvan yuvası: Fare deliği. 4. sf. Delinmiş olan: Hangi evden istedilerse gittim, dama çıktım, akan delik kiremidi buldum, yerine sağlam kiremit koydum. -H. S. Tanrıöver. 5. argo Cezaevi.
delik Fr. Orifice
delik Fr. Trou
delik
Cezaevi.
delik
Kızlığı giderilmiş, bikri bozulmuş: Delik çıhtı diyi gızcağızı giri göndermişler.
delik
Pencere.
delik İng. hole
delik İng. hole
delik Osm. sukbe
(biyoloji)
delik İng. perforation hole, perforation, sprocket hole
Sinema Filmin ya da mıknatıslı kuşağın çeşitli sinema araçlarında düzenli yürümesini sağlamak amacıyla, bu araçlardaki dişlere uygun biçimde tek ya da iki yanında, düzenli aralıklarla uzunlamasına sıralanan belirli boy ve biçimdeki boşluklar.
delik
Yuvarlak ahır penceresi. (Yurtbeyi *Çankaya -Ankara)
délik
Dişi köpek
delik için benzer kelimeler
delik, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca,
d harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'd', 'e', 'l', 'i', 'k', şeklindedir.
delik kelimesinin tersten yazılışı kiled diziliminde gösterilir.