dokunmak
(I) (-e) 1. Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek: Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk. -A. Haşim. 2. Karıştırmak: Bu kâğıtlara kimse dokunmasın. 3. (nsz) Almak, kullanmak, el sürmek: Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu. -N. Araz. 4. (nsz) Sağlığını bozmak: Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu. 5. İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak: Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum. -R. N. Güntekin. 6. İlişkin, ilgili olmak, değinmek: Eğitim konusuna dokunan bir yazı. 7. Hafifçe değmek: Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor. 8. Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak: Erkekte pudra sinirime dokunuyor diyorum, anlamıyorsun. -P. Safa. 9. mec. Tedirgin etmek, sataşmak: Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı. -S. F. Abasıyanık.
II) (nsz) Dokuma işi yapılmak: Halılar dokundu.dokunmak İng. touch
dokunmak Osm. cess
(biyoloji)
dokunmak
İsabet etmek, düşmek; karşı koymak, karşı durmak
dokunmak için benzer kelimeler
dokunmak, 8 karakter ile yazılır. Ayrıca,
d harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'd', 'o', 'k', 'u', 'n', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
dokunmak kelimesinin tersten yazılışı kamnukod diziliminde gösterilir.