elektrik

elektrik, -ği Fr. électrique

a. fiz. 1. Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü. 2. Bu enerjinin gündelik hayatta kullanılan biçimi. 3. Bu enerjiden elde edilen aydınlanma. 4. Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu. 5. mec. Çarpıcılık, cazibe, canlılık: “Ufak tefek ama şimdiden elektriği öbürkülerden başka, yırtıkça bir kız var içlerinde.” -H. Taner.


elektrik

Cep feneri.


elektrik İng. electricity

Duruk ya da devinen elektrik yüklerinin yol açtığı tüm görüntüleri inceleyen doğabilim dalı.


elektrik İng. electricity

İki nesnenin birbirine sürtünmesiyle, sıkıştırma gibi herhangi bir mekanik etki sırasında, ısının kimi örütler, ışığın kimi özdekler üzerindeki etkisiyle ya da ayrı potansiyelli iki özdek arasında oluşan ve etkisini çekme, itme, mekanik, kimyasal, ısıl vb. olaylar biçimin de gösteren erke türü.


elektrik İng. electricity

1.Bazı cisimlerde sürtme, ışınlama, aşırı ısıtma v.b. etkiler sonucu ortaya çıkan, başka cisimleri uzaktan ve vasıtasız çekme veya itme yeteneği. 2.Elektrik yüklü temel parçacıkların (bilhassa elektronun) hareketi sonucu oluşan akım.


elektrik Osm. elektrikiyet

(fizik kimya)


elektrik İng. electricity

Sinema/TV. Elektrik yükünün yol açtığı bütün olaylar için kullanılan genel terim.


elektrik için benzer kelimeler


elektrik, 8 karakter ile yazılır. Ayrıca, e harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'e', 'l', 'e', 'k', 't', 'r', 'i', 'k', şeklindedir.
elektrik kelimesinin tersten yazılışı kirtkele diziliminde gösterilir.