sıfat

sıfat Ar. ¹ifat

a. 1. Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği: “Başvezir sıfatıyla hükûmet işlerini idare eder.” -R. H. Karay. 2. db. Bir adı, nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımından niteleyen, belirten kelime, ön ad: Beyaz (ev), güzel (çocuk), beş (gün), bu (kitap) gibi. 3. hlk. Yüz, kılık ve dış görünüş: “Takındığı bu sıfatı boynundaki kravattan fazla mühimsediği yoktu.” -F. R. Atay.


sıfat

Derelerin, ırmakların düz yerleri.


sıfat

< Ar. sıfat: Yüz, surat (Erzincan Merkez)


sıfat Fr. adjectif

Bir ismin niteliğini anlatmak ( NİTELEME SIFATI, Adj. qualificatif ) veya onu başkaları, arasında belirtmek ( BELİRTME SIFATI, Adj. déterminâtif ) yahut onu öbürlerinden ayırdetmek ( AYIRTLAMA SIFATI, Adj. distmetif ) üzere kendisine katılan kelime. Sıfat cümledeki yerine göre SANLIK ( Epithète: Güzel söz söyledi ) veya HABER ( Adj. attributif: Bir söz; güzeldir gibi ) olabilir.


sıfat İng. adjective

(Derleme.. san, ulak, katmaç) Bir adı niteleyen veya belirten sözcük: Beyaz ev, güzel çocuk, beş gün, bu kitap, hangi kız, bazı olaylar vb.


sıfat İng. adjektive

Somut ve soyut ad ve kavramları niteleme, belirtme, yer gösterme, sayı gösterme, sorma gibi çeşitli yönlerden vasıflandıran, sınırlayan kelime türü: doğru imlâ, ağır yük, uzun yol, ince iş, güzel fikir, hünerli kişi, doru at, kızıl elma, bin bir dert, tek yol, o zaman, bu durum; hangi iş vb. sıcacık, ışıltılı günü bekliyordu (Y. Kemal, Ortadirek, s. 190). Tekmil otların taze, yeşil, gıcır gıcır kokusuyla kokuyordu (Y. Kemal, göst, e., s. 191). Taşbaşoğlunun keskin, umutlu gözleri teker teker üstündeydi (Y. Kemal göst.e, s. 301). Tenha, sessiz yollarda yürür, yürürüm (P. Safa, biz İnsanlar, s. 181). Mavi duman, bir bilek damarı gibi kabartılı ve sıcak dudaklarından çıktı (S. Faik, Bütün Eserleri 1, s. 69). Biz de mükemmel bir yalancı olduk arkadaş! (K. Tahir, Esir Şehrin İnsanları, s. 298). Bazen bir kaç hafta fazla, bir kaç gün fazla yaşamak işleri nasıl da alt üst ediyor (K. Tahir, göst. e., s. 322). Hacer! — Ha bak, gelirken benim o uzun yeşil ipek başörtümü de getir (M.N. Sepetçioğlu, Çardaklı Bacı, s. 96) vb.


sıfat

1) nitelik. 2) bk. husûmet ehliyyeti (salâhiyyeti).


sıfat

Azerbaycan Türkçesi: sifät; Türkmen Türkçesi: sıpat; Gagauz Türkçesi: nışannık; Özbek Türkçesi: sifat; Uygur Türkçesi: süpät;Tat: sıyfat; Başkurt Türkçesi: sifat; Kmk: sıpatlık ~ sıpat söz; Krç.-Malk.: sıfat; Nogay Türkçesi: sıpat; Kazak Türkçesi: sın esim; Kırgız Türkçesi: sın atooç; Alt: t'artalgış; Hakas Türkçesi: pîldîrtkî; Tuva Türkçesi: temdek adı; Şor Türkçesi: çüüngü sös; Rusça: imya prilagatelnoye


sıfat İng. natural breeding

Tabi tohumlama.


sıfat için benzer kelimeler


sıfat, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca, s harfi ile başlar, t harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 's', 'ı', 'f', 'a', 't', şeklindedir.
sıfat kelimesinin tersten yazılışı tafıs diziliminde gösterilir.