dip

dip, -bi

a. 1. Oyuk veya çukur bir şeyin en alt bölümü: “Denizin dibinde oltanın ucu, etrafında izmaritler oynaşıyor.” -A. Ümit. 2. Taban: Tencerenin dibi. 3. Dikili duran bir şeyin yerle birleştiği nokta ve çevresi veya bir şeyin yanı başı: “Erkeklerin hepsi duvar dibindeydiler şimdi.” -A. Kulin. 4. Kapalı bir yerin kapıya göre en uzak bölümü: “Karagöz perdesinin karşısına dizilmiş koltuklardan en diptekine oturdu.” -A. İlhan. 5. hlk. Arka, kıç: “Hepsi de tavuğun dibinden sabah sabah çıkmış, taptazedir.” -E. E. Talu.


dip Fr. Base
dip Fr. Fondement, anus
dip

1. Havuç. 2. Lahana. 3. Yerelması. 4. Şalgam. 5. Pancar ve kökü, şeker pancarı.


dip

Tütün bitkisinin en dipteki yaprakları: Bugün dipleri kırdım.


dip

Çam ağacının kökü ve çırası.


dip

Pek, çok anlamında kullanılır: Davarlar dip güzel.


dip

Bekâret.


dip

Kırmızı pancar


dip İng. cap (İngiltere'de), base (Amerika'da)

Lambanın, taşıyıcısına takılmasına ve elektrik bağlantısının sağlanmasına yarayan bölümü.


dip İng. deep

İktisadi çevrimdeki daralmanın en alt noktaya ulaşması, diğer bir ifadeyle daralmadan tekrar genişlemeye geçisi yansıtan dönüş aşaması. krş. doruk


dip Osm. ka'r

(midede) (biyoloji, coğrafya)


dip İng. background

Sinema/TV. Görünçlüğün gerisinde yer alan, geriye düşen yerler. Ön karşıtı.


dip (I)

Kök


dip (II)

Deyip


dip (III)

(Kadeh ve sinide) ayak


Dip İng. Fond

dip için benzer kelimeler


dip, 3 karakter ile yazılır. Ayrıca, d harfi ile başlar, p harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'd', 'i', 'p', şeklindedir.
dip kelimesinin tersten yazılışı pid diziliminde gösterilir.