filiz

filiz Rum.

(I) a. Tohumdan veya tomurcuktan çıkan körpe ve küçük dal, sürgün, eşkin (II), cımbar, çıvgın, şıvgın: “Yeşil çeltik filizleri bir parmak uzunluktaydı.” -Y. Kemal.


filiz Ar. filizz

(II) a. jeol. Ocaktan çıkarılan işlenmemiş, başka maddelerle karışık hâlde bulunan, ham maden birleşiği: Demir filizi. Bakır filizi.


filiz

bk. cevher.


filiz İng. ore

Yeryüzü maddeleri ile birlikte karışım halinde bulunan, içinde faydalı maddeler ihtiva eden doğal mineral madde, cevher.


filiz İng. ore

Elementlerin doğada bileşik ve katışık olarak bulunan kütlesi.


filiz, maden filizi Osm. filiz-i madenî

(kimya)


filiz İng. tendril

Bitkilerin yapraklı sürgün ve diğer uzantılar gibi olgunlaşmamış toprak üstü kısımları.


filiz İng. ore

Mineralbilimde, bileşiminde metal bulunan, metalimsi parıltısı ve yüksek yoğunluğu ile kendini belirten mineral topluluğu.


Filiz Köken: Rum.

Cinsiyet: Kız 1. Tohumdan veya tomurcuktan çıkan körpe sürgün. 2. İnce uzun, zayıf, narin kız.


filiz için benzer kelimeler


filiz, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca, f harfi ile başlar, z harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'f', 'i', 'l', 'i', 'z', şeklindedir.
filiz kelimesinin tersten yazılışı zilif diziliminde gösterilir.