kalın
(I) sf. 1. Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı: Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü. -H. R. Gürpınar. 2. Enli ve gür (kaş). 3. Yoğun, akıcılığı az olan: Kalın bir sis tabakası. 4. Etli, dolgun: Dudakları kalın, yüzü ergenlik içinde... -M. Ş. Esendal. 5. Pes (ses).
II) a. hlk. Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık: Babam senden çok mu istedi kalını? -Halk türküsü.III) Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü.kalın Fr. Épais, sse
kalın
Çeyiz.
kalın
Çeyiz, başlık
kalın
< ET kalıñ: oğlanın kız tarafına verdiği para ve eşya vb
kalın İng. thick
kalın İng. boldface
kalın
cihâz (bk. çeyiz, donatım).
kalın (II)
1. Sık, kesif, kalabalık, çok, sayısız. 2. Kalınlık. 3. Derin
kalıñ (I), (kaluñ)
Mehri muaccel
Kalın
Sivas ili, Direkli bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
kalın için benzer kelimeler
kalın, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca,
k harfi ile başlar, n harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise,
'k', 'a', 'l', 'ı', 'n', şeklindedir.
kalın kelimesinin tersten yazılışı nılak diziliminde gösterilir.