kara

kara Ar. ®¥rra

(I) a. jeol. Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak: “Kurbağa karada da soluk alır, suda da.” -N. Hikmet.

II) a. 1. En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı. 2. sf. Bu renkte olan: “Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım” -B. S. Erdoğan. 3. Esmer. 4. sf. mec. Kötü, uğursuz, sıkıntılı. 5. mec. Yüz kızartıcı durum, leke. 6. mec. İftira.


kara

1. Suç : Ben karamı söylüyorum inkâr etmiyorum. 2. İftira, leke.


kara

Gece bekçisi, jandarma.


kara

Anahtar.


kara

Kara, siyah


kara

1. Etin sık kısmı, 2. Zenci


kara

Su içinde toprak parçası

< Ar. kerre) Kere, defa


kara

Kara// kara kiş: kara kış, zemheri// kara kuri: zayıf, çelimsiz


kara İng. black

Kara renk; üzerine düşen bütün ışığı soğuran cisimlerin rengi.


kara İng. lamp black, bone black

(Resim) Kemik ya da ağaçların yakılması ile elde edilen kömür rengi. a. bk. ak boya.


kara, kıta Osm. (ber), kıt'a

(ana kara) (coğrafya)


kara

1. Bir kıran yüzünden hayvanları yiten vergi yükümlüsü. 2. Bir çift büyüklüğünde toprağı olan bir köylünün, kalıtı üzerinde hakları olmayan ikinciden sonraki erkek çocuklarından, ekmeğini kazanır duruma gelinceye kadar evlenmemiş olanlar. 3. Çok yoksul olan bennâk vergisi yükümlüsü.


kara

1. Ayıp. 2. Zenci


Kara Köken: T.

Cinsiyet: Erkek 1. En koyu renk, siyah. 2. Zenci, esmer.


kara için benzer kelimeler


kara, 4 karakter ile yazılır. Ayrıca, k harfi ile başlar, a harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'k', 'a', 'r', 'a', şeklindedir.
kara kelimesinin tersten yazılışı arak diziliminde gösterilir.